Tamamlayıcı Beslenme Nedir?
Doğumla başlayan ve iki yaşa kadar devam eden yaşam dönemi, büyümenin çok hızlı oluşuna bağlı olarak; besin ihtiyacının yüksek olduğu, beyin gelişiminin %90’ının tamamlandığı, bağırsakların doğal ortamının (mikrobiyotasının) erişkin halini aldığı çok kritik bir dönemdir. Bu dönemdeki beslenme çok önemlidir.
Bebek doğumdan altıncı ayın sonuna kadar tek başına anne sütü ile beslenmelidir. Tamamlayıcı besinler altıncı ayın sonunda anne sütüne ek olarak başlanmalıdır. Tamamlayıcı besin; yaşamın ikinci 6 ayında, anne sütü ile birlikte bebeğe verilen besinlerdir. Tamamlayıcı beslenme anne sütüne ilave olarak bebeğin yaşına, gereksinmesine uygun diğer besinlerin verilmesidir.
Tamamlayıcı beslenme; verilen besinlerin anne sütünün yerini alması değil, anne sütünün yanı sıra destekleyici olarak verilmesidir.
Tamamlayıcı Beslenmeye Ne Zaman Başlanmalı?
Tamamlayıcı beslenmeye 6. ayda başlanmalıdır. Ek besinlere alışma dönemi 6 ile 8. aylar arasıdır. Farklı tat ve kıvamlar bebekte ısırma ve çiğneme becerisini arttırır. Bu kritik dönem kaçırıldığında bebeklerin taneli besinleri yemeye alışması çok uzun sürer ve zahmetlidir. 6-8 aylık bebeklerin temel besin kaynağı anne sütü olmalıdır. Tamamlayıcı beslenmeye erken ya da geç başlanması bir takım sorunlara neden olur.
Tamamlayıcı Beslenmeye Neden 6. Aydan Önce Başlanmamalı?
- Erken başlama anne sütünün üretimini azaltır.
- Enfeksiyon ajanları ile karşılaşma riskini ve enfeksiyonları arttırır.
- Erken başlandığı için bebek daha iyi büyümez.
- İlk aylarda dilin dışarı itme refleksi güçlüdür, bu nedenle kaşıkla beslemek güçtür.
- Pürtüklü/taneli besinleri yutma becerisi gelişmediğinden besinlerin soluk borusuna kaçma riski artar; ek besinler boğulmalara neden olabilir.
- Bebeğin ileriki yaşamında şişmanlık ve şeker hastalığının daha sık görülmesine neden olur.
- Nişasta ve proteinler yeterince parçalanamaz. Bu da sindirim sorunları ile birlikte alerji ve bağışıklık sistemi hastalıkları riskini artırabilir.
- Anne sütünün bileşimi bebekler için idealdir. Böbrekler yeterince olgunlaşmadan bileşimi karmaşık besinler verildiğinde böbrek yükü artar.
Tamamlayıcı Besinlere Neden Geç Başlanmamalı?
- Bebeğin gereksinimi olan enerji ve besin öğeleri karşılanamaz.
- Bebeğin büyümesi yavaşlar ya da durur.
- Bebek gerekli besin öğelerini alamadığından kansızlık, gelişme geriliği, vitamin yetersizliği hastalıkları, zihinsel gelişim geriliği görülebilir.
- Bebeğin çiğnemeyi öğrenmesi gecikebilir.
Bebeğime ilk vereceğim tamamlayıcı besinler nasıl olmalıdır?
Enerji ve besin öğelerinden zengin, kıvamı uygun, mikroorganizma, zararlı kimyasallar ve zehirler açısından temiz ve güvenli olmalıdır. Yerel olarak bulunan, satın alınması ve hazırlanması kolay, mevsimine uygun olmalıdır. Evde bulunabilen, bebek tarafından sevilebilecek ve kolay yenebilen, fazla sıcak/soğuk/baharatlı olmayan besinler olmalıdır.
Bebeğime İlk Vereceğim Tamamlayıcı Besinler Neler Olmalıdır?
- Bebeğe ilk olarak verilecek besin evde günlük mayalanmış yoğurt olabilir.
- Sindirimi kolay mevsimine uygun meyve (elma, şeftali, muz, armut gibi) cam rende kullanılarak suyu ve ardından püresi şeklinde verilebilir.
- Mevsimine uygun sebze püreleri (sadece suyu değil posası ile birlikte) verilebilir.
- Yumurta sarısı; sekizde biri oranında başlanır. Alerji durumuna bakılarak, alerji oluşmuyorsa arttırılarak verilebilir.
- Muhallebi hazırlarken şeker yerine pekmez veya küçük meyve parçaları kullanılabilir.
- Pastörize, tuzu alınmış peynir ve kefir verilebilir.
- Hazırlanan besinlere et eklemek önemlidir (yağsız kıyma ya da et püresi). Et suyu ve kemik suyu tuz içeriğinin fazla olması nedeni ile önerilmez.
- Geleneksel olarak ülkemizde önerilen başlangıç sebze püresi, her mevsim bulunan patates ve havuçtan yapılır. Mevsim yaz ise yeşil kabak, kış ise balkabağı ilave edilebilir, pirinç ya da irmik ile zenginleştirilir. Ülkemizde pirinç kadar yaygın tüketilen bulgur da besin değerini artıran bir tahıldır ve sebze pürelerine eklenebilir.
Tamamlayıcı Besinlere Başlarken Nelere Dikkat Etmeliyim?
- Tamamlayıcı besinlere geçiş tek çeşit besin ile başlamalı ve yeni bir besine geçiş en az 3 gün arayla olmalıdır.
- Her başlanan besin ilk gün bir çay kaşığı, ikinci gün tatlı kaşığı, üçüncü gün yemek kaşığı miktarında önerilmelidir.
- Dördüncü gün yeni besin, eski başlananın yanında verilebilir.
- Bebeğin mide kapasitesi 6. ayda bir çay bardağı kadardır (100-125 ml). Bir seferde verilecek miktar hazırlanırken mide kapasitesi dikkate alınmalıdır.
Bebeğimin ayına göre verilebilecek besinlerin kıvamı, içeriği ve miktarı nedir?
Besinlerin kıvamı;
- 6. ayda püre,
- 7.-8. ayda ezilmiş, kıyılmış, rendelenmiş,
- 9.-11.ayda ise doğranmış, küp şeklinde ya da parmak besinleri,
- 12. ayda aile sofrasındaki besinlerin ezilmiş-parçalanmış hali şeklinde olmalıdır.
Bebeklerin küçük mide kapasiteleri nedeniyle yüksek enerjili, yeterli protein ve besin ögesi içeren besinlerin seçilmesi önerilmektedir.
Mide kapasitesi doğumda yaklaşık 5 ml (1 tatlı kaşığı), 6. ayda 125 ml (bir çay bardağı), bir yaşta 200 ml (bir su bardağı)’dir.
Bebeğime Verilmesi Uygun Olmayan Besinler Nelerdir?
- Sert, yuvarlak, zarla çevrili besinler (fındık, üzüm, yuvarlak şeker, çiğ havuç) boğulmalara neden olabileceğinden 3 yaşın bitimine kadar ezilerek verilmelidir.
- Bal, bakla, inek sütü ve yumurta beyazı bebeklere 1 yaşa kadar verilmemelidir.
- Bebek ve küçük çocuklara vejetaryen diyet verilmemelidir.
- Bebeğin besin gereksinimlerini karşılamadığı için bitkisel bazlı sütlerden kaçınmak gerekir (pirinç, badem, hindistan cevizi sütü gibi).
- Yüksek protein içeriği nedeniyle alerji ve demir eksikliği riskini artırdığı için 12 aydan önce inek sütü de zorunlu kalmadıkça başlanmaz.
- Çiğ süt ve çiğ sütten yapılan peynir çocuklara verilmemelidir
- Tamamlayıcı besinler şeker ve tuz eklenmeden hazırlanmalıdır. Şeker ya da tuz eklenmesi bebekler tarafından besinlerin kabulünü artırmaz. Bebeklik dönemi süresince tuz ve şekerden kaçınmak daha sonraki yıllarda bu tatların eşiğinin daha düşük olmasında etkilidir.
- Şekerli içeceklerden (çay, kahve, meyve aromalı içecekler) bebeklik dönemi boyunca uzak durulmalıdır. Bebeklik döneminde tüketilen şekerli içecekler daha sonraki yıllarda da şişmanlık riskini artırmaktadır. Ayrıca bu içecekler diş çürüğü riskini de artırır.
- Daha önceden tuz ve baharat konulmuş yiyecekler veya konserve sebzeler bebek ve küçük çocuklara uygun değildir.
- Sindirilmesi zor gıdalar (salam, sosis, yağlı, kızarmış ve baharatlı gıdalar) bebeklere verilmez.
Bebeğim Ne Zaman Aile Yemeklerinden Yiyebilir?
Bebeğiniz 1 yaşını doldurduktan sonra aile sofrasına oturabilir.
Bu dönemde önerilen besinler, dengeli olarak her besin grubundan içeren, sağlıklı aile yemekleridir. İçecek olarak çocuğa kaynatılmış su, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, 1 yaş sonrası da inek sütü verilebilir.
Beslenme zamanı aynı zamanda sevgi ve öğrenme zamanıdır. Bebek kendi kendini beslerken ona destek olup teşvik etmek öğünün keyifli geçmesini de sağlar.
Tamamlayıcı Beslenme Döneminde Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Tamamlayıcı beslenme dönemi çocuğun hem beslenmesinin sağlandığı hem de beslenme alışkanlıklarını kazanacağı bir süredir. Bu iki durumun birlikte kazandırılmaması ileride çocukta yeme sorunlarına yol açar. Bu nedenle aşağıdaki prensipler dikkate alınmalıdır;
- Öğün zamanı, çocuğun aç olduğu ve uykulu olmadığı, sadece çocukla ilgilenilecek özel bir zaman olmalı,
- Çocuğun mide kapasitesi düşünülerek porsiyonlar hazırlanmalı,
- Çocuk dik durumda oturtulmalı, yediren kişi çocuğun göz hizasında, tam karşısına oturmalı, sakin ve cesaretlendirici şekilde konuşmalı,
- Çocuğun eliyle kendini beslemesine izin verilmeli, hazır olduğunda eline de bir kaşık verilmeli,
- Çocuğun görebileceği şekilde kaşık tutulmalı (kaşık gizli, arkadan gelmemeli),
- Beslenme ortamında bebeğin dikkatini çekecek televizyon, tablet, bilgisayar gibi uyaranlar olmamalı,
- Bebeğin, ne kadar ve ne hızla yiyeceğine, beslenmeyi ne zaman sonlandıracağına karar vermesine izin verilmeli,
- Yemeğini yemesi için desteklemeli ama zorlamamalı,
- Yemek tercihine ve yeni yemeklere karşı tepkisine saygı gösterilmelidir.
Tamamlayıcı Beslenme Sırasında Emzirmenin Devam Ettirilmesi Neden Önemlidir?
6-8 aylık bebeklerin temel besin kaynağı anne sütüdür. 9-11 aylık bebeğin enerji gereksiniminin yarısı anne sütünden sağlanır. 12-24 aylar arasında ise anne sütü enerji gereksiniminin %35-40’ını sağlar. Ayrıca anne sütü;
- Yağ içeriği yüksektir, enerji ve elzem yağ asidi kaynağıdır.
- Enfeksiyonlardan korucu maddeler içerir.
- Hastalık sırasında bebeğin iştahı azalır. Hastalık döneminde bebekler diğer besinleri reddederken, emmeye devam ederler. Bu nedenle emzirmenin halen sürdürülüyor olması, çocuğun hastalık süresince ihtiyacı olan bazı besinleri almasını ve sıvı kaybının önlenmesini sağlar.
- Uzun süreli emzirmenin çocuğun kemik gelişimine ve boy uzunluğuna olumlu etkisi vardır.
Tamamlayıcı Besinler Nasıl Güvenli Hazırlanır ve Saklanır?
Temizlik: yemek hazırlanmadan ve yedirilmeden önce mutlaka eller yıkanmalıdır. Kullanılan mutfak malzemeleri, tabak ve bardaklar temiz olmalıdır.
Çiğ ve pişmiş olanın ayrılması: çiğ ve pişmiş besinler hazırlanırken farklı kap ve araçlar kullanılmalıdır. Meyve ve sebzeler çiğ yenecekse bol suyla yıkanmalı, mümkünse soyularak tüketilmelidir.
İyi pişirme: yiyeceklerin güvenle tüketilmesi için pişirme sıcaklığının en az 70˚C’ye ulaşması gerekir. Özellikle et, tavuk, balık, yumurta gibi yiyecekler iyi pişirilmelidir.
Gıdaların uygun sıcaklıklarda saklanması: besinler az miktarlarda hazırlanmalı, taze tüketilmelidir. Bu mümkün değilse bir sonraki öğüne kadar 10°C’nin altında saklanmalıdır. Buzdolabında ise 3 günden fazla bekletilmemelidir.
Güvenli su: temiz su için suların kaynatılması önerilir.
Bebekler İçin Yaşına Uygun Beslenme Önerileri Nelerdir?
6-8 ay arası dönem:
- Evde günlük olarak mayalanmış yoğurt verilebilir
- Taze mevsim meyvelerinin püreleri ya da suları verilebilir
- Muhallebi ya da sütlaç (muhallebi hazırlarken şeker yerine pekmez veya küçük meyve parçaları kullanılmalıdır) verilebilir
- Sebze çorbaları: patates, pirinç, havuç, yazın yeşil kabak, kışın balkabağı az pişirilip çatal ile ezildikten ve pürtüklü püre haline getirildikten sonra içine eklenen zeytinyağı ya da bir sıvı yağ ile tuzsuz olarak verilebilir. İçine kıyma ya da et püresi eklenir
- Kıyma, pirinç, bulgur, patates, havuç ile sulu köfte yapılıp, köfteler suyu ile karıştırılıp ezilip püre halinde verilebilir
- Sebze köftesi (kabak, havuç, patates, soğan, kıyma ya da tavuk ciğeri sıvı yağda pişer, içine bulgur ve nohut, yumurta ve un eklenip köfte haline getirilip yağsız, tavada pişirilir) verilebilir
- Yayla çorbası (yumurta, yoğurt ve pirinç ile yapılıp püre kıvamında) verilebilir
- Tarhana çorbası kıyma ile birlikte ve koyu kıvamda hazırlanabilir
- Kabak dolması, etli sebze püreleri verilebilir
- Mercimek, pirinç, bulgur, havuç, patates, domates, kuru soğan, sıvı yağ ile hazırlanan çorbalar ve ekmek verilebilir
- Pastörize peynir (yumuşak kıvamda, tuzsuz tüm peynirler olabilir), yumurta sarısı, pekmez, ekmek ile verilebilir
- Bebek susadı ise, öğün öncesi ya da öğün sırasında ayran, su, taze meyve suyu verilebilir
- Yemekler su ile yedirilmez, boş yere midesini su ile dolacağından yeterli enerji alamaz.
9.-12. Ay arası dönem:
- Emzirmeye devam ederken aile sofrasına oturabilir (az tuzlu, az salçalı ve baharatsız ev yemekleri)
- Daha önce aldıklarına ek olarak tam yumurta, tavuk, balık, makarna, pilav, baklagiller eklenir.
- Parmak besinleri denilen, haşlanmış sebze ve et parçaları, köfte, peynir, ekmek gibi besinler verilir.
- Kabak, peynir, havuç rendesi içine yumurta eklenip mücver yapılabilir.
12 ay-2 yaş arası dönem:
- Peynir, yoğurt
- Sıvı yağ ile hazırlanmış kıymalı (ya da tavuklu) sebze yemeği (patates, kabak, ıspanak gibi)
- Sıvı yağ ile hazırlanan kurubaklagil yemeği (kuru fasulye, nohut gibi)
- Pirinç pilavı, bulgur pilavı, ekmek, makarna
- Kıyma ya da yumurta sarısı, sebze eklenmiş, pirinç ya da bulgur ile hazırlanmış yemekler (kabak dolma, biber dolma, sulu köfte vb.)
- Yoğurtlu çorbalar (tarhana, yayla)
- Izgara köfte
- Yumurta, domates, biber, peynir, sıvı yağ ile hazırlanan menemen
- Yumurta, peynir (ya da domates, biber, patates, havuç gibi) ile hazırlanan omlet
- Mevsimine göre taze sebze, meyve
- İçecek olarak çocuğa kaynatılmış su, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, inek sütü verilir.
İki yaş sonrası dönem:
- Günde üç kez ailenin yediği besinlerden yer.
- Her verilen yemeğe; kırmızı et, tavuk, balık, yumurta, peynir gibi besinlerden birisinin sıvı yağ ile birlikte katılması besinleri zenginleştirir.
- Günde iki kez ara öğün verilir.
- Ara öğün olarak; taze sebze ve meyve (havuç, domates, yeşil biber, salatalık, elma, şeftali) ya da peynir, ekmek ve ayran, taze sıkılmış meyve suyu, inek sütü gibi içecekler verilir.
- Çocuğa verilen tatlı besinler (şeker, bisküvi, çikolata gibi) kısıtlanır, kola ve benzeri asitli içecekler verilmez.
Örnek Tarifler:
Ev yoğurdu: kaynatılmış süt (el dayanır-dayanmaz sıcaklık)+yoğurt (100 ml süte yaklaşık 1 çay kaşığı yoğurt) kalın bir örtü ile sarılır ve 3-4 saat ılık bir yerde mayalandırılır. Her gün taze yoğurt verilmelidir.
Meyve püresi: meyve yıkanıp kabukları soyulur. Rendelenir. Cam rende kullanılmalıdır.
Sebze çorbası:1 küçük boy patates, 1/ 2 havuç, 1 küçük kabak, 2-3 yaprak ıspanak (8. aydan sonra). Pişirilen sebzeler süzgeçten geçirilir ve en son 1 yemek kaşığı zeytinyağı eklenir. İçine kıyma/tavuk/bulgur/pirinç/nohut konabilir.
-
Neden Emzirmelisiniz?
- Her annenin sütü kendi bebeğine özel ve bebeğin durumuna göre hazırlanmış en mükemmel besindir.
- Sindirimi çok kolaydır.
- Annenin bebeğini emzirmesiyle anne-bebek ilişkisi güçlenir, annenin bebeğini benimsemesi, bebeğin sağlıklı bir kişilik kazanması kolaylaşır.
- Anne sütü proteinlerin, yağların, vitaminlerin ve karbonhidratların en mükemmel bileşimini içerir.
- Anne sütü içinde bulunan antikorlar, canlı hücreler, enzimler ve hormonlar bebeğinizi enfeksiyon ve hastalıklara karşı korur.
- Anne sütü alan bebeklerin zekâ düzeylerinin daha yüksek olduğu bilinmektedir.
- Emziren anneler eski kilosuna daha çabuk dönerler.
- Emzirme, annede meme ve yumurtalık kanseri ile menopoz sonrası osteoporoz ve kalça kırığı riskini azaltır.
- Emzirme annenin ve ailenin yaşamını daha kolay hale getirir, daha az zaman ve para harcanır.
- Emziren annenin kendine güveni ve bebeğine yakınlık duyma ile bağlanması artar.
- Emzirme ile hem ailenin hem de devletin yaptığı sağlık harcamaları azalır.
- Emziren kadınların çalıştığı iş yerlerinde verimlilik artar. Emziren kadınların bebekleri sık sık hasta olmadıkları için iş yerlerinden daha az ayrılırlar.
- Emzirme çevreyi de korur. Çünkü emzirme doğada artık olarak kalabilecek daha az plastik madde kullanımı demektir.
Doğumdan Sonra Emzirmeye Başlamak İçin Beklemem Gerekli Mi?
Anne, ister normal doğum isterse sezaryenle doğum yapmış olsun, doğumdan sonra en kısa sürede bebeği ile tensel temas sağlamalı ve bebeğini emzirmelidir. Ne kadar sık emzirilirse sütün gelmesi daha kolay olacaktır. Geç emzirmek sütün gelişini geciktirecektir. Annenin yeterli süt salgılaması için bebeğin yeterli sıklıkta ve doğru şekilde emmesi gerekmektedir. Bu konuda sağlık personeli size destek verecektir.
Sezaryen İle Doğumdan Sonra Emzirmek Mümkün Müdür?
İster sezaryen isterse normal doğum hiç fark etmez, bebeği emzirmek mümkündür. Sezaryen doğumda belki emzirmeye biraz geç başlanabilir, ancak bu da sorun oluşturacak bir gecikme değildir. Bu konuda doğum yaptığınız kuruluştaki sağlık çalışanlarından destek alabilirsiniz.
Bebeğimi Hangi Sıklıkta Emzirmeliyim?
Emzirme sıklığı bebekten bebeğe değişir. Bebek her istediğinde emzirilmelidir. Bebek ağzını açarak, aranarak, sonunda da ağlayarak açlığını belli eder. İlk günlerde sık emzirme daha sulu ve bol olan “olgun” süt yapımını hızlandırır. Bazı bebekler yeni doğduklarında çok uyur ve yeterince sık ememezler. Böyle bebekler ilk günlerde 3-4 saat sonunda uyanmamışlarsa annelerine verilmeli, gerekiyorsa yanağını sıvazlayarak memeyi almaları için uyarıp, uyandırılmalıdır.
İlk haftalarda emzirme aralıkları bir saat, iki saat gibi çok kısa olabilir.
İlk aylarda bebek uyandığında genellikle açtır ve emzirilmek ister. Her emzirme sonrası memede yapılan süt miktarı biraz daha artacağından, zamanla beslenme aralıkları uzayacaktır.
Bebek Nasıl Emer?
- Bebeğin ağzını iyice açması için anne meme ucunu bebeğin alt ve üst dudaklarına değdirmelidir.
- Bebek memeye yaklaştırılırken, ağız mümkün olduğunca açık olmalı ve çene memeye dayanmalıdır.
- Bebeğin iyi emmesi için ağzıyla yalnız meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi alanı da kavraması gerekir.
- Eğer bebek memeyi doğru olarak kavramışsa her emme işlemi sırasında çenesinin, bazen de kulaklarının hareket ettiği görülür.
- Bebek sürekli emmez. Kuvvetli emme hareketlerinden sonra kısa dinlenme aralıkları olur.
- Bebek memede doğru yerleşmişse emzirme sonunda annenin memeleri rahatlar, bebek memeyi kendisi bırakır, emzirme anne için rahat ve kolaydır.
- Emerken şapırtı sesi duyulması ya da yanakların içeri çekilmesi genellikle bebeğin yalnızca meme ucunu emdiğini ve ağzıyla yeterince meme dokusunu kavramamış olduğunu gösterir.
- Eğer bebek memede doğru yerleşmemişse iyi ememez ve annenin meme başları zedelenip acıyabilir.
Emzirirken Beslenmeniz Nasıl Olmalıdır?
- Annenin süt üretimi için ek 500 kaloriye daha ihtiyacı vardır. Bunu karşılayacak mevsimine uygun bol taze sebze, meyve içeren yeterli ve dengeli bir diyet uygulayın.
- Günlük beslenme programını 3 ana öğün, 3 ara öğün olarak planlayın.
- Her öğünde her besin grubundan tüketerek beslemenizde çeşitlilik sağlayın.
- Emziren annenin ihtiyacı olduğu kadar sıvı alması yeterlidir. Bu dönemde, emzirme sırasında ya da hemen sonrasında 1-2 bardak su içmeniz süt üretimini artırır (bir seferde 1-2 litre su içmeniz süt üretimini artırmaz).
- Uygun sıvı gıdaları tüketin: temiz içme suyu, taze sıkılmış meyve suları, süt, fermente süt ürünleri (yoğurt-ayran, kefir vs).
- Sebze ve meyveleri tüketmeden önce çok iyi yıkayın. Mevsim dışı sebze ve meyve tüketmeyin.
- Sebze, makarna, kuru baklagillerin haşlama sularını dökmeyin.
- Yeterince pişmemiş et, süt, yumurta tüketmeyin.
- Yemeklerinizde, salatalarınızda zeytinyağı veya diğer sıvı yağları tüketin.
- Tuz kısıtlaması gerektiren bir sağlık probleminiz yoksa iyotlu tuz kullanın. Yemekleriniz piştikten sonra tuzunu ilave edin. İyotlu tuzu ışık almayan kapalı bir kapta veya kapalı bir dolapta saklayın.
- Hazır yiyecek ve içecekleri (hazır çorbalar, gazlı içecekler, hazır meyve suları, toz içecekler, et/tavuk suyu tabletleri, sucuk, salam, sosis vb) tüketmeyin.
- Kolalı içecekler, gazozlar, çay ve kahve, enerji içecekleri (katkı maddeleri ve kafein içeriği), diyet içecekleri (yapay tatlandırıcılar) sınırlı kullanın veya kullanmayın. Çayı yemeklerden 1 saat sonra açık şekilde tüketin. Kahve, hazır kahve gibi içecekleri günde 1 fincan alabilirsiniz.
- Sigara, alkol kullanmayın. Sigara içilen ortamlarda bulunmayın. Ayrıca bebeğin sağlığı için, bulunduğu evde kesinlikle sigara içilmemelidir.
Eşimin Emzirmeme Nasıl Katkısı Olabilir?
Bebeklerin çok fazla fiziksel dokunulmaya ihtiyacı vardır. Bebeğinizi emzirdikten sonra babanın sevgi dolu kolları bebek için en güzel yerlerden biridir. Bebeğinizi emzirdikten sonra eşinizin göğsüne koyunuz ki, ikisi de baba evlat ilişkisini yaşamaya başlasınlar. Babanın anneye emzirme konusunda verdiği destek, sizin anne sütü konusunda başarılı olmanız için en büyük destektir. Özellikle doğumdan sonraki ilk haftalarda değişen hormonlar ve uykusuzluk sonucu kendinizi güçsüz hissettiğinizde, eşinizin sizin yanınızda olup bebeği emzirmenize yardımcı olması, tüm aile ilişkisini olumlu etkileyecektir.
Emzirdikten Sonra Bebeğimin Gazını Nasıl Çıkarmalıyım?
Beslendikten sonra bebeği 10-15 dakika dik tutmak gaz çıkarmasına yardımcı olur. Bebek memede uyumuş ve rahat görünüyorsa gaz çıkarmaya gerek yoktur. Bebek huzursuzsa; kucakta, dik durumda sırtı sıvazlanarak gaz çıkarmasına yardımcı olunabilir.
Bebek ne zamana kadar emzirilmelidir?
Bebeğinizi ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemelisiniz. Bu 6 ay içinde bebeğiniz, suya bile ihtiyaç duymaz. Bu süreçten sonra, ek besinlerle emzirmeyi 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesi ideal olandır. Ek besinlere geçmeniz, bebeğinizin anne sütüne olan ihtiyacını ortadan kaldırmaz.
Bebeğe Emzik Verilebilir Mi?
Anne sütü alan bebeklere emzik ve biberon verilmesi önerilmemektedir. Bazen anneler emzirmenin yanında suyu ya da başka besinleri biberonla bebeklerine vermekte, ya da ağlamasın ve oyalansın diye emzik kullanmaktadır. Ancak biberon ya da emzik alan bebeklerde “meme başı şaşkınlığı” dediğimiz bir durum oluşmakta ve bu bebekler anneyi emmeyi bırakabilmektedirler. Çünkü meme ile biberon ya da emzik emmek arasında emme şekli açısından farklar vardır. Bu nedenle biberon ya da emzik önerilmemektedir.
Bebeğimi Emzirdiğim Sürece Hamile Kalır Mıyım?
Evet, hamile kalabilirsiniz. Emzirme, bir doğum kontrol yöntemi değildir. Hamile kalmak istemiyorsanız, uygun bir doğum kontrol yöntemi için aile hekiminize/hekiminize başvurunuz.
Emzirirken Memeler İçin Özel Bir Bakım Gerekli Mi?
Memeleri her emzirmeden önce temizlemeye gerek yoktur. Bebeğe mikroplar ellerden bulaşır.
Önemli olan “ELLERİN YIKANMASI” dır.
Meme başının etrafındaki deriden yağlı bir madde salgılanır. Bu doğal madde, emziren annenin meme ucunu çatlaklardan korur. Bu nedenle meme başını çatlaklardan korumak ya da temizlemek için meme başına karbonatlı su, sabunlu su, krem sürmeye gerek yoktur. Hatta bunları sürerken bu doğal yağlı madde de silinecek ve meme başında çatlaklar daha kolay oluşacaktır. Emzirme döneminde uygun bedende ve pamuklu sutyen kullanılmalıdır.
Meme Ucunun Şekli Emzirmemi Etkiler Mi?
Memenin ucunun olmaması, ucunun içe çökük olması ya da ucunun büyük olması emzirme için problem değildir. Bebek zaten memenin sadece ucunu değil ucun etrafındaki kahverengi bölgenin büyük bir bölümünü de alarak sütü emer. Yani meme dokusunun büyük bir bölümünü ağzına alır.
İşe Döndüğümde de Bebeğimi Emzirebilir Miyim?
İşe dönüldüğünde tabii ki emzirmek mümkündür. Sabah ve akşam bebeği evde emzirmenin yanında, işyerinde de sabah öğlen ve ara verildiğinde süt sağılarak saklanabilir ve sağılmış olan bu süt, evde bebeğe bakan kişi tarafından bebeğe kaşık ya da fincanla verilebilir. Böylece annenin sütünün devamlılığı da sağlanmış olacaktır. Gündüz iş yerinde sağılan süt ile birlikte annenin memesinde süt yapımı devam edecektir.
Bebeğim Emmeyi Reddediyor, Ne Yapmam Gerekli?
Bebeğin memeyi reddetmesi çeşitli şekillerde olabilir. Hiç emmeme, zayıf emme, emmeye çalışırken ağlama ve meme ile savaşma (kısa süre emme ve sonra memeyi boğulur gibi ya da ağlayarak bırakma), tek memeyi emme, ötekisini istememe şeklinde gözlenebilir.
Memeyi reddin nedenleri ve çözüm önerileri:
- Bebekler hastayken memeyi alır ama güçsüz emer. Anneler de bunu ret zannedebilir. Bebek hasta ise süt sağılıp verilebilir. Bebeğe süt verilirken ortamın sakin olmasına ve bebeğin dikkatinin dağılmamasına özen gösterilmelidir.
- Bebeğin ağzında pamukçuk oluşmuşsa, diş çıkarıyorsa ya da burnu tıkalıysa bebek emmeyi reddedebilir. Bu durumda sabırlı olunmalı ve sorun ortadan kaldırılmalıdır
- Anneye doğumda ya da psikolojik tedavi amaçlı verilen bazı ilaçlar da bebeğin memeyi reddetmesine sebep olabilir. Bu durumda sağlık çalışanlarından destek alınmalıdır.
- Emzik kullanımı, biberonla beslenme, memeyi kötü pozisyonda tutma, tıkalı meme, bebeğin yetersiz desteklenmesi, annenin memeyi yanlış tutması, emzirmenin kısıtlanması, fazla süt birikimi gibi nedenler bebeğin memeyi reddetmesine yol açabilir. Bebeğin memeyi reddetmesini engellemek için emzirirken bebeğin başına bastırılmamalı, gerekiyorsa süt bardak ya da kaşıkla verilmeli, biberon ve emzik kullanımından kaçınılmalıdır. Anne ile bebek arasında ten tene temas sağlanmalı, anne bebeği sık sık kucaklayıp okşamalı, bebek her istediğinde emzirilmelidir.
- Bebeği üzen değişiklikler: anneden ayrılma, annenin işe başlaması, yeni bir bakıcı, çok sık bakıcı değiştirme, aile düzeninde değişiklik, annede hastalık ya da mastit, annenin adet görüyor olması, annenin kokusundaki değişiklikler olarak sıralanabilir. Anne gerekirse bir süre izin almalı, kullanılan kokular bırakılmalı, kişisel temizliğe önem verilmeli, annede bir hastalık var ise tedavisi sağlanmalı ve emzirme doğru bir şekilde sürdürülmelidir.
- Anneler, bebeklerin meme arama hareketini, bebeğin emerken dikkatinin dağılmasını ve aniden başka tarafa bakmasını, bebeğin memeyi reddetmesi zannedebilirler. Bu duruma yalancı ret denir. Yalancı reddi önlemek için, bebeğin memeyi tutması beklenmeli, farklı pozisyonlarda emzirme denenmeli ve gerekiyorsa süt bebeğin ağzına sağılmalıdır.
- Annenin yediği bazı besinlerin kokusu süte geçebilir. Bebeği huzursuz edebilecek kola, çay, kahve gibi gıdaların tüketimine dikkat edilmelidir.
- Bazen bebek sadece bir memeyi reddedebilir. Bu durum, yukarıda sıralanan nedenlerin, tek bir memede daha fazla görülmesinden kaynaklanabilir.
Bebeğim Hastalandığında Emzirebilir Miyim?
Bebekler hastayken de emzirme sürdürülmelidir. Hatta her zamankinden daha da sık emzirilmelidir. Hastalık nedeniyle bebeğin iştahı azalmış ve huzursuz olabilir. Emzirme aynı zamanda onu sakinleştirecektir. Emzirmenin sadece bir beslenme şekli olmadığı, duygusal bağlanmayı, anne ile bebek arasında sevgi bağını sağladığı, bunun da hem anneye hem de bebeğe çok iyi geldiği unutulmamalıdır. İshal gibi hastalıklar sırasında emzirme, hastalığın daha çabuk düzelmesine neden olur.
Hasta Olduğumda Bebeğimi Emzirebilir Miyim?
Annede ilaç tedavisi gerektiren psikiyatrik bir hastalık ya da kemoterapi gerektiren bir kanser hastalığı varsa emzirmemelidir. Bunun dışında anne şeker hastası da olsa, yüksek tansiyonu da olsa, ishal, soğuk algınlığı vb. hastalıkları da olsa emzirebilir. Bir ilaç kullanmanız gerekiyorsa hekiminize emzirdiğinizi hatırlatınız.
Mememde Sert Şişlikler, Şiddetli Ağrı ve Sıcaklık Hissi Var, Ne Yapmalıyım?
Memenizde sert şişlikler, ağrı ve sıcaklık olması, Mastit (apse) denilen durumdur. Mastit, bebeğin yanlış pozisyonda emzirilmesi, meme ucu çatlakları, dar giysiler veya sutyen kullanılması, emzirme sırasında, parmaklarla süt kanallarına çok baskı yapılması sonucu oluşabilen bir durumdur.
Mastit (apse) durumunda, mutlaka bir sağlık çalışanına başvurulmalıdır. Mastitin neden olduğu ve tedavisi ile ilgili en doğru bilgiyi size sağlık çalışanları verecektir. Mastit oluşması durumunda da bebeğinizi emzirebilirsiniz.
Mastit oluşması durumunda süt akışı kesintiye uğramamalıdır ve mastit mutlaka tedavi edilmelidir. Daha sonra; sık emzirme, meme ucuna doğru hafif masaj, temiz bir havlu ile ılık yaş pansuman, emzirmenin sağlam taraftan başlatılması ve pozisyon değiştirme uygulanmalıdır. Dinlenme ve stresten uzaklaşma sağlanmalıdır.
Emzirme acılı oluyorsa, belirli bir süre süt sağılabilir. Ancak en erken zamanda emzirmeye geri dönülmelidir.
Bebeğim Doğalı Birkaç Gün Oldu ve Memem Ödemli Gibi Parlak ve Çok Acıyor. Emzirmem Zorlaştı, Ne Yapmalıyım?
Bu durumdaki memeler “tıkalı meme” olarak tanımlanmaktadır. Genelde doğumdan sonraki ilk günlerde yeterince emzirememe, emzirmeye geç başlama, ek mama verme, memeye kötü yerleştirme, sütün seyrek boşaltılması ya da emzirme süresinin kısa tutulması sonucunda oluşan bir durumdur.
Önlem olarak doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanmalı, bebeğin memeye iyi yerleşmesi sağlanmalı, bebek her istendiğinde emzirilmeli, belli saat aralarla emzirilmeye çalışılmamalıdır.
“Meme tıkanıklığı” problemini çözmek için bebek doğru pozisyonda sık sık emzirilmelidir. Emzirme öncesi emzirmeyi kolaylaştırmak için ılık yaş pansuman, ılık duş, omuz ve sırta masaj, memelere hafif masaj, meme ucu derisine hafif uyarı yapılmalı ve anneyi rahatlatacak, gevşetecek işlemler uygulanmalıdır. Emzirme sonrasında ödemi önlemek için havlu ile memenize soğuk yaş pansuman uygulanmalıdır. Bebek ememiyorsa elle ya da pompa ile sütün sağılması gerekir.
Evlat Edindiğim Çocuğu Emzirebilir Miyim?
Anne sütünün aslında beyinden salgılanması nedeniyle; evlat edinilen çocuk, çocuk doğurmamış bir kadın tarafından bile emzirilebilir. Sık sık memeye tutmak, tensel temas sağlamak bazen ilaç tedavisi bunu destekler. Bu konuda relaktasyon polikliniklerden destek alabilirsiniz. İlinizdeki relaktasyon polikliniklerini öğrenmek için İl Sağlık Müdürlüğüne başvurabilirsiniz.
Bebeğim Engelli Doğarsa Emzirebilir Miyim?
Bebeğiniz Down Sendromu, yarık dudak veya yarık damak, kalple ilgili problemlerle doğar ise her koşulda anne sütüne daha çok ihtiyacı var demektir. Anne sütündeki hormonlar sizi ve bebeğinizi daha da rahatlatacaktır. Anne sütünün sindirimi kolay olduğu için kalp problemi olan veya kilo almakta zorlanan bebeklerde de anne sütü daha olumlu rol oynayacaktır. Down Sendromu olan bebeklerin ise solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini veya kabızlık sorununu ortadan kaldırmakta yardımcı olacaktır.
Mümkün olduğunca çevrenizdeki başarılı emzirmiş emziren annelerden, aile hekiminizden, sağlık personelinden, anne destek gruplarından ve ailenizden destek alın.
Eğer her şeye rağmen anne sütünü verebilmek mümkün olmuyor ise mümkün olduğunca sütünüzü sağıp bebeğinize sütünüzü vermeye çalışınız. Unutmayın ki sütünüz bebeğiniz için en iyi besindir.
Emzirme İle İlgili Sorunum Olduğunda Nereden Yardım Alabilirim?
Anneler, anne sütü ve emzirme ile ilgili herhangi bir soru veya sorunu olduğunda, gebelik döneminden başlayarak yakınlarında bulunan gebe bilgilendirme sınıfları, hastanelerin ilgili poliklinikleri ya da aile hekimine başvurabilirler.
Süt Nasıl Sağılır?
Elle boşaltma, süt sağmak için en iyi yoldur. Anne sütünün elle sağılması; en ekonomik ve en kullanılabilir yöntemdir. Alet gerektirmez. Anne sütünü her yerde, her zaman boşaltabilir. Sütün sağılacağı kap geniş ağızlı bir fincan veya bardak olabilir. Kap, önce su ve sabun ile yıkanır. Daha sonra kaynatılır ya da kaba kaynar su konur ve birkaç dakika bekletildikten sonra boşaltılır. Sağma işlemi sırasında parmak hareketleri yuvarlama şeklinde olmalı, parmaklar ile meme derisi ovuşturulmamalıdır. El meme etrafında döndürülmelidir. Masaj koltuk altı da dâhil olmak üzere tüm memeye uygulanmalıdır. Memeleri elle sağarak boşaltma süresi yaklaşık 20-30 dakikadır. Sıcak ve ıslak havlu, sıcak duş alma, öne doğru eğilerek memeleri hafifçe sallama süt akımını kolaylaştırır. Öne doğru eğilmek memenin alt bölgelerinin de boşalmasını sağlar.
Süt sağma pompa ile de yapılabilir. Bunun için ucu lastik puarlı huni biçiminde veya şırınga şeklinde elle çekilen pompalar ya da elektrikli pompalar vardır. Pompalar özenle temizlenmezse, bunlarda mikroplar kolaylıkla ürer ve bebek için tehlike yaratabilir.
Sağılmış Süt Nasıl Saklanır?
Sütün saklanması özellikle çalışan anneler için yararlıdır. Annenin evde olmadığı saatlerde bu süt verilir. Anne iş yerinde de sütünü sağarak evine getirebilir, böylece evden uzakta olduğu sırada sütün memeden boşa akması önlenmiş olur. Temizliğe dikkat edilerek sağılan anne sütü; oda sıcaklığında 3 saat, buzdolabı rafında (+4 derecede) 3 gün ve derin dondurucuda (-18 derecenin altında) 3 aya kadar saklanabilir. Ayrıca uygun kaplarda veya poşetlerde saklanmalıdır. Bunun için özel üretilmiş süt saklama kapları tercih edilmeli, kapların üzerine mutlaka tarih ve sağılan saat yazılmalıdır.
Sağılmış Süt Bebeğe Nasıl Verilir?
Derin dondurucudan çıkarılan dondurulmuş anne sütü öncelikle direkt oda ısısında değil, buzdolabının içinde çözdürülmelidir. İçinde anne sütü olan kap, sıcak su dolu başka bir kabın içine konarak çözünmüş sütün ılınması sağlanıp, bebeğe verilmelidir.
Sağılan anne sütünün biberon yerine kaşık veya geniş ağızlı bir bardak ya da fincanla verilmesi daha uygundur. Biberon verilmesi bebeğin anne memesini reddetmesine ve bocalamasına neden olur. Biberon emziğine alışan bir bebek, memeyi iyi kavrama alışkanlığını da kaybedebilir ve meme yerine meme ucunu emmeye çalışır. Bu da meme çatlaklarına ve en önemlisi bebeğin yeterince anne sütü alamamasına yol açmaktadır. Küçük bebekler bile dillerini kullanarak, adeta kedi gibi yalanarak küçük bir bardaktan süt içebilirler.
Anne Sütü Nasıl Oluşur?
Gebelik dönemi boyunca annenin memeleri, doğacak bebek için dünyadaki en uygun sütü üretecek ve kullanmaya hazırlayacak hale gelir.
Doğum sırasında memeler bebek için ilk besin olacak “ilk süt” ya da “ağız süt” olarak bildiğimiz sütü salgılamaya hazırdır.
Memede süt yapımını sağlayan madde annenin beyninden salgılanan “PROLAKTİN” adlı bir hormondur.
Kan damarları, memede süt yapımı için gereken maddeleri süt hücrelerine taşır ve memeler sıcak ve sert olur. Süt akmaya başlayınca ve bebek emmeyi öğrendikçe memedeki gerginlik azalır, anne de rahatlar.
Bu dönemde anne ile bebek zorluklarla karşılaşabilir. İlk günlerde anne ve bebeğe, yardım ve destek gerekebilir.
Doğumdan hemen sonra bebeğin annenin göğsüne yatırılması, ten tene teması sağlayarak sütün gelmesini kolaylaştırır.
Ağız Sütü (İlk Süt-Kolostrum) Nedir? Neden Önemlidir?
Bebeğin memeden alacağı ilk besine “ilk süt”, “ağız sütü” ya da “kolostrum” denir. “İlk süt” ün görüntüsü anneden anneye değişir, ancak genellikle sarı renkte ve kıvamlıdır. Bu “ilk süt” özel olarak çok besleyicidir ve bebeği pek çok hastalıktan korur bebeğinizin ilk aşısıdır. “İlk süt” ün miktarı az olmasına karşın, ilk günlerde bebeğin beslenmesi ve bağırsaklarının iyi çalışması için yeterlidir. Önemli olan annenin doğumdan sonra en kısa zamanda hemen emzirmeye başlamasıdır. Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Sık aralıklarla emzirerek bebeğin bu “ilk süt” ü mümkün olduğunca çok almasına çalışılmalıdır.
Anne Sütü Bebeğimi Hastalıklardan Korur Mu?
Anne sütü bebeğinizi orta kulak iltihabı, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, soğuk algınlığı, her türlü virüs ve ileride oluşabilecek şeker hastalığı, obezite, bazı kanser türleri gibi her türlü hastalıklardan korur.
Neden Bebeğime Ek Besin Vermeden Sadece Anne Sütü Vermeliyim?
- Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin ögelerini tek başına 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
- Sindirimi kolaydır.
- Anne sütü ile beslenen bebeklerin başka bir ek besine veya suya gereksinimleri yoktur. Anne sütü bebek için gerekli tüm besinleri ve suyu yeterli miktarda içerir.
- Çok sıcak havalarda bile anne sütü bebeğin susuzluğunu giderir.
- Sıcak iklimlerde de anne sütü alan bebeklere su vermek gerekmez.
- Bebeğe su verilecek olursa, bebeğin midesi su ile dolacağından anne sütü almak istemeyecektir.
- Bunun sonucu olarak da bebek memeyi daha az emecek ve memede süt yapımı azalacaktır.
- Erken ek besin vermenin başta alerji olmak üzere (bebek için) birçok riski vardır.
Anne sütü, bebeklerin büyüme, gelişme ve beslenmesi için ihtiyaç duyduğu her türlü besin öğesini içeren eşsiz bir besindir.
Bebeğin Sıcak Havalarda Anne Sütünün Yanında Suya İhtiyacı Var Mı?
Anne sütünün % 88’i sudur. Bu nedenle yeterince annesini emen bebeğin su ihtiyacı da aldığı sütten karşılanacaktır. Yapılan bilimsel çalışmalar, Afrika ülkelerinde bile sadece anne sütü alan bebeklerin su ihtiyacının anne sütü ile karşılandığını göstermiştir. Eğer bebeğe 6 aydan önce su verilirse bu su anne sütünün yerini alarak bebeğin daha az emmesine neden olacak, bebek az besin almış olacak ve en önemlisi de su veya diğer ek besinler bir enfeksiyon taşıyıcısı olarak bebeğin hastalanmasına neden olabilecektir. Bu nedenlerle bebeğinize ilk 6 ay sadece anne sütü verin.
Süt Yapımının Devamlılığı Nasıl Sağlanır?
NE KADAR SIK EMZİRİRSENİZ O KADAR ÇOK SÜTÜNÜZ OLACAKTIR!
Sütümün Yeterli Olduğunu Nasıl Anlayabilirim?
Her anne, sütünün bebeği için yeterli olduğundan emin olmak ister. Bebeği çok ağlıyorsa, az uyuyorsa, huzursuzsa, anne sütünün yeterli olmadığını düşünür ve kaygılanır. Oysa bu belirtiler başka nedenlerden de kaynaklanabilir. Hiçbir zaman annenin süt miktarını ölçmeye gerek yoktur. Bunu destekleyen hiçbir bilimsel çalışma sonucu yoktur. Esas olan bebeklerin büyüme-gelişmelerinin izlenmesi ve anne sütü ile beslenmenin devamıdır.
- Bebek günde 6-8 kez idrar yapıyorsa, ilk 6 ay boyunca ağırlığı ayda en az 500 gr artıyorsa annenin sütü yeterlidir.
- Yenidoğan bebek ilk hafta kilo kaybeder. 7-10 günlük olduğunda doğum kilosuna ulaşması beklenir.
Sütü Arttıran Özel Besinler Var Mıdır?
Sütün miktarını arttıran en önemli faktör sık sık emzirmedir. Annenin sıvı ihtiyacını yeterince karşılaması bol su içmesi de önemlidir. Sütü arttırdığı söylenen, halkımız arasında sıkça kullanılan tahin helvası, bulgur, taze soğan vb. Besinler mevcuttur. Eğer anne arttırdığına inanıyorsa bu besinleri tüketebilir ancak sütü arttıran esas etmenin sık sık bebeğini emzirme olduğu unutulmamalıdır.