Gebelik Ve Ruh Sağlığı Sorunları
Gebelik Ve Ruh Sağlığı Sorunları

Gebelik ve doğum kadınların yaşam döngüsünün parçasıdır. Eğer gebeler bu...

Ruhsal Travma Nedir?
Ruhsal Travma Nedir?

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez...

Okul Çağı Çocuklarında Ruh Sağlığı Gelişimi
Okul Çağı Çocuklarında Ruh Sağlığı Gelişimi

Okul Çağı Çocuğu Kimdir? Okul çağı çocuğu denildiği zaman 6-12...

0-6 Yaş Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme Programı
0-6 Yaş Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme Programı

Sevgili Anne-Baba ve Anne- Baba Adayları Aile Sağlığı Merkezlerinde uygulanan...

Çocuk İstismarı ve İhmali
Çocuk İstismarı ve İhmali

Bedensel ruhsal ve cinsel gelişimin henüz tamamlanmadığı 0-18 yaş arasındaki...

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB ); okul öncesi dönem ve...

İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar Affektif Bozukluk)
İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar Affektif Bozukluk)

Dünyada her 50 kişiden birini etkileyen bu bozukluk, sıklıkla duygudurumunda...

Özgül Öğrenme Güçlüğü
Özgül Öğrenme Güçlüğü

Özgül Öğrenme Güçlüğü(ÖÖG); zekası normal / normalin üstünde bir çocuğun...

Otizm Spektrum Bozukluğu
Otizm Spektrum Bozukluğu

Sosyal iletişim ve etkileşimdeki kalıcı yetersizlikler, sınırlı/yinelenen davranış örüntüleri, aynılıkta...

Panik Bozukluk
Panik Bozukluk

Kendiliğinden ve beklenmedik şekilde gelen korku ataklarıyla karakterizedir. Kişiler kalp...

Şizofreni
Şizofreni

Şizofreni; kişinin gerçekle gerçek dışı arasındaki farkı ayırt etmesini zorlaştıran,...

Takıntı Hastalığı – Obsesif Kompülsif Bozukluk
Takıntı Hastalığı – Obsesif Kompülsif Bozukluk

Obsesif Kompulsif Bozukluk; obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve...

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar

Yaygın gelişimsel bozukluklar (YGB); erken çocuklukta sosyal beceri, dil gelişimi...

Ülkemizde ve Dünyada Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri
Ülkemizde ve Dünyada Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri

Dünya genelinde kurumsallaşmadan vazgeçilmesi süreçlerinin etkilerine ilişkin aralıksız olarak yıllarca...

Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın anksiyete bozukluğu, gerçek sorunlarla orantısız bir biçimde aşırı endişe...

Yaşlılık Döneminde Depresyon
Yaşlılık Döneminde Depresyon

Depresyon: Uzun süreli ve sürekli, moral bozukluğu, ümitsizlik, çaresizlik, değersizlik,...

Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) Tanıyalım
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) Tanıyalım

TRSM’ler, kendisine bağlanmış coğrafi bölgedeki ağır ruhsal rahatsızlığı olan hastaların...

Madde Kullanımına Dair Şüphe Durumunda Nelere Dikkat Edebiliriz?

Madde kullanımının bireyler üzerindeki etkileri farklı olabilir ve madde kullanımını anlamanın dışarıdan bakıldığında (kullandığını görmeksizin) kesin bir yolu yoktur. Bu anlamda iyi bir iletişim her şeyden önce gelmektedir. Özellikle ergenlik döneminde gençlerde birçok davranış değişikliği görülebileceğinden madde kullanımı ile bu durumu karıştırmamak gerekir. Genel olarak bakıldığında uyuşturucu madde kullanımına bağlı, bazı davranışsal değişiklikler ve kullanılan maddelere bağlı birtakım belirtiler görülür. Bunlar;

Davranışsal değişiklikler;

  • Aile ilişkileri azalabilir ve aile ilişkilerinde sorunlar olabilir,
  • Birey daha çok yalnız zaman geçirmeye başlayabilir,
  • Arkadaş çevresi değişebilir,
  • Sosyal yaşantısı olumsuz etkilenebilir,
  • Okul başarısı düşebilir
  • Okul devamsızlıkları artabilir,
  • Para harcaması artabilir,
  • Eski alışkanlıklarını bırakabilir (Örn. spor yapmak, arkadaşları ile zaman geçirmek gibi),
  • Madde kullanımına devam edebileceği şekilde hayatını değiştirebilir (Örn. okulu bırakmak, işinden ayrılmak gibi),
  • Kendine bakımı azalabilir,
  • Yalan söylemeye başlayabilir,
  • Eve geç gelmeye başlayabilir,
  • Yeme içme davranışında değişiklikler olabilir,
  • Evde değişik malzemeler bulundurabilir,
  • Kendini kesme, intihar girişimi gibi davranışları olabilir,
  • Evden eşyaların kaybolması, para çalınması yaşanabilir.

Madde kullanımına bağlı görülebilecek değişiklikler;

  • Ruhsal değişiklikler görülebilir (ani duygu hali değişiklikleri, birden öfkeliyken ardından neşeli ve rahatlamış olmak gibi),
  • Duygu halinde dalgalanmalar, (öfkelilik, saldırganlıktan neşelilik, sakinliğe kadar değişen duygu hali),
  • Konsantrasyon bozuklukları, unutkanlık ve hafıza sorunları,
  • Engellenme durumlarında ciddi sinirlilik,
  • Genel bir isteksizlik,
  • Yorgunluk, halsizlik,
  • Bedensel belirtiler,
  • Gözlerde kanlanma, küçülmüş ya da büyümüş gözbebekleri,
  • Konuşmada bozulma (peltek konuşma gibi)
  • Aşırı terleme,
  • Tansiyon değişiklikleri,
  • Bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı,
  • Yürümede güçlük, denge kaybı,
  • Uyku bozuklukları (aşırı uyuma ya da uykusuzluk şeklinde olabilir),
  • Vücutta yara izleri, enjeksiyon izleri,
  • Ağız kenarlarında yaralar, lekeler, elde yanıklar,
  • Eklem-kas ağrıları, kramplar,
  • Hayaller görme,
  • Zaman zaman gerçeği değerlendirmenin bozulması gibi.

Bu belirtiler varsa 191 hattımızı arayın ve durumu birlikte değerlendirelim.

Yetişkin Bir Bireyle İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Yakınınız, madde kullanımıyla ilgili sizinle iletişim kurmuyorsa ya da ilk kez onunla endişelerinizi paylaşacaksanız uygulayabileceğiniz bazı öneriler konuşma şansınızı artırır. Karşınızdaki bireyle daha iyi bir iletişim kurmanıza yardımcı olur.

  • Kişiliğine saygı gösterilmeli,
  • Kişiyi dinlemeli ve dinlerken empati kurmaya çalışılmalı,
  • İletişim kurarken emir cümleleri kurmak yerine, öneri ifadeleri kullanılmalı,
  • Tartışma çözüm getirmeyeceği için, tartışmalardan kaçınılmalı,
  • İyimser bir tarzda konuşulmalı, kendinde ve hayatında değişiklik yapabileceği vurgulanmalı,
  • Görüşme için kendinizi hazır hissettiğiniz zamanda konuşulmalı,
  • Kişi madde etkisinde olmadığı zaman konuşulmalı.

Çocuğunuz İle İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Özellikle ergenlik sürecinde ebeveynlerin sağlıklı bir iletişim kurmak adına tutum ve davranışlarına dikkat etmesi gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken bu tutum ve davranışları kısaca şöyle sıralayabiliriz;

Nasihat vermeden konuşmaya dikkat edilmeli: Kişilerle iletişim kurarken nasihat verir tarzda konuşmak iletişim sürecini olumsuz etkileyebilir. “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım ne de bilgisayarım vardı. Hiç kıymet bilmiyorsun, hiç...” şeklinde konuşmalar örnek gösterilebilir.

Tehdit edici konuşmamaya dikkat edilmeli: Tehdit kısa bir süre için çocuğunuzu korkutmaya yarar; ancak uzun vadede etkili olmayacaktır. Söylediğiniz şeyleri gerçekleştirmediğinizde yaptığınız her türlü uyarının zamanla ciddiye alınma olasılığı düşer. İsteğinizi ve bunu neden istediğinizi ona anlatır ve beklentilerinizi onun potansiyeline göre belirlerseniz çocuğunuzun bunları yerine getirme olasılığı artacaktır.

Sorgulamadan konuşmaya dikkat edilmeli: Hayatı hakkında bilgi sahibi olmanız önemlidir. Arkadaşları kim; nerelere gider, neler yaparlar? Ancak bunları öğrenmek için onu sorgulamamalısınız. Unutmayın niyetiniz “paylaşmak”. Eğer o anda size cevap vermiyorsa “şu anda konuşmaya çok hazır değilsin; ama istediğin zaman ben seni dinlemeye hazırım” şeklinde karşılık vermeniz kendisiyle ilgilendiğinizi anlamasını sağlayacaktır.

Ahlak dersi vermeden konuşmaya dikkat edilmeli: Yapılmaması gereken bir şeyi yapmış olsa bile bunu ahlak dersi verir tarzda değil; yaptığının ne gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceğini ve ne gibi duygular uyandırdığını dile getirerek anlatmanız daha etkili olacaktır.

Konuşurken dinlemeye dikkat edilmeli: Eğer sizinle konuşmak istediği sırada bir işle meşgulseniz işinize ara vermeli, onunla göz kontağı kurarak dinlemelisiniz. Söylediği şeyleri doğru anladığınızdan emin olmak için ona sorular sorabilirsiniz. Problemleri paylaşmaya çalıştığınız gibi iyi vakitlerini de paylaşmanız önemli.

Daha fazla iletişim kurmaya dikkat edilmeli: Sadece maddelerin olumsuz etkileri hakkında değil, hayatına ve geleceğine dair düşünceleri hakkında da sohbetler etmelisiniz. Düşüncelerine saygı gösterdiğinizi hissettirmelisiniz. Çocuğunuza karşı açık olmanız ve kendi hatalarınızı nasihat dili kullanmadan aktarmanız faydalı olacaktır. Bunları yaparken çocuğunuzun yaşını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmayı unutmamalısınız.

Hayır demesi öğretilmeli: Israrlarla başa çıkması için çocuğunuza “HAYIR” demeyi öğretmeniz gereklidir. Önemli olan nokta, verdiği kararlarda arkadaş grubunun baskısı rol oynadığında yaşayabileceği olumsuz sonuçları fark edebilmesidir. “Hayır, teşekkür ederim” cümlesini ısrarlar karşısında birkaç kere tekrarlamak ve ortamdan uzaklaşmak gibi yöntemleri denemesi için teşvik edebilirsiniz.

Davranışlarınızla örnek olmaya çalışılmalı: Çocuğunuzun kötü alışkanlıklar edinmesini istemiyorsanız, davranışlarınızla ilk önce siz onlara ÖRNEK olmalısınız. Gereksiz ilaç, alkol, sigara ve madde kullanmayarak örnek olabilirsiniz.

Teşhis koymamaya dikkat edilmeli: Size bir sıkıntısından, sorunundan bahsettiğinde hemen etiket koymaya ya da ne olduğunu bulmaya çalışmamalısınız. Kendisini ifade etmesine müsaade etmelisiniz. Ne yaşamış, ne düşünüyor, ne hissediyor ve neye ihtiyacı var... Bunları anlamaya çalışmalısınız.

Arkadaşlarını tanımaya çalışılmalı: Ergenlik döneminde ön plana çıkan ve gencin hayatında çok önemli yeri olan arkadaşlarının nasıl insanlar olduklarını bilmeniz önemlidir. Ancak dozu kaçırmamak yani gencin özel hayatına da dikkat etmek gerekmektedir. Kısaca, terazide bir denge sağlayarak arkadaşlarını tanımalısınız.

Yargılamadan konuşmaya dikkat edilmeli: İstediğiniz gibi davranmadığında öfkelenebilirsiniz ve buna engel olamadığınızda da aklınıza gelen şeyleri söylemeye başlar ve farkında olmadan onu yargılayabilirsiniz. Öfkenizi kontrol ederseniz olayın birden fazla sebebi olabileceğini görebilirsiniz. Bu sayede siz yaptığınızdan dolayı pişmanlık duymazsınız, çocuğunuz da “bunu haketmedim” hissini yaşamayacaktır.

Yaşadığınız durumu paylaşmak ve bilgi almak için 191 hattımızı arayabilirsiniz.

Yakınınız Tedaviye İkna Olmuyorsa Nasıl Davranmalısınız?

Öncelikle davranışlarındaki değişim uzun süre alabileceğinden sabırlı olmak bu süreçte çok önemlidir. Kişiyle kuracağınız iletişimde neden tedavi olmak istemediği konuşulmalı ve sebepler üzerinde çözüm üretilmelidir. Kişinin tedavi süreciyle ilgili tam ve doğru bilgilendirilmesi tedaviye yaklaşımını değiştirebilir. Tedavi süreciyle ilgili farkındalık yaratılması için kişinin cesaretlendirilmesi, motivasyonunun arttırılması ve kişinin desteklenmesi olumlu etkiler yaratacaktır. Geçmişte yaşadığı sorunlardan uzaklaştırmak ve geleceğe dair hedefler koydurmak kişinin tedavi sürecine katılmasında etkili olacaktır.