Gebelik Ve Ruh Sağlığı Sorunları
Gebelik Ve Ruh Sağlığı Sorunları

Gebelik ve doğum kadınların yaşam döngüsünün parçasıdır. Eğer gebeler bu...

Ruhsal Travma Nedir?
Ruhsal Travma Nedir?

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez...

Okul Çağı Çocuklarında Ruh Sağlığı Gelişimi
Okul Çağı Çocuklarında Ruh Sağlığı Gelişimi

Okul Çağı Çocuğu Kimdir? Okul çağı çocuğu denildiği zaman 6-12...

0-6 Yaş Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme Programı
0-6 Yaş Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme Programı

Sevgili Anne-Baba ve Anne- Baba Adayları Aile Sağlığı Merkezlerinde uygulanan...

Çocuk İstismarı ve İhmali
Çocuk İstismarı ve İhmali

Bedensel ruhsal ve cinsel gelişimin henüz tamamlanmadığı 0-18 yaş arasındaki...

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB ); okul öncesi dönem ve...

İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar Affektif Bozukluk)
İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar Affektif Bozukluk)

Dünyada her 50 kişiden birini etkileyen bu bozukluk, sıklıkla duygudurumunda...

Özgül Öğrenme Güçlüğü
Özgül Öğrenme Güçlüğü

Özgül Öğrenme Güçlüğü(ÖÖG); zekası normal / normalin üstünde bir çocuğun...

Otizm Spektrum Bozukluğu
Otizm Spektrum Bozukluğu

Sosyal iletişim ve etkileşimdeki kalıcı yetersizlikler, sınırlı/yinelenen davranış örüntüleri, aynılıkta...

Panik Bozukluk
Panik Bozukluk

Kendiliğinden ve beklenmedik şekilde gelen korku ataklarıyla karakterizedir. Kişiler kalp...

Şizofreni
Şizofreni

Şizofreni; kişinin gerçekle gerçek dışı arasındaki farkı ayırt etmesini zorlaştıran,...

Takıntı Hastalığı – Obsesif Kompülsif Bozukluk
Takıntı Hastalığı – Obsesif Kompülsif Bozukluk

Obsesif Kompulsif Bozukluk; obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve...

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar

Yaygın gelişimsel bozukluklar (YGB); erken çocuklukta sosyal beceri, dil gelişimi...

Ülkemizde ve Dünyada Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri
Ülkemizde ve Dünyada Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri

Dünya genelinde kurumsallaşmadan vazgeçilmesi süreçlerinin etkilerine ilişkin aralıksız olarak yıllarca...

Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın anksiyete bozukluğu, gerçek sorunlarla orantısız bir biçimde aşırı endişe...

Yaşlılık Döneminde Depresyon
Yaşlılık Döneminde Depresyon

Depresyon: Uzun süreli ve sürekli, moral bozukluğu, ümitsizlik, çaresizlik, değersizlik,...

Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) Tanıyalım
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) Tanıyalım

TRSM’ler, kendisine bağlanmış coğrafi bölgedeki ağır ruhsal rahatsızlığı olan hastaların...

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Nedir? 

SMA, ilerleyici kalıtsal bir kas hastalığıdır. Vücudumuzun kas hareketlerini kontrol eden, omurilikte ön boynuz motor nöron hücrelerinin etkilenmesi sonucunda kuvvetsizlik, beslenme ve solunum problemleri ortaya çıkar. İlerleyen dönemlerde değişen derecelerde eklem hareketlerinde kısıtlılık (kontraktürler), omurga deformiteleri (skolyoz), görülebilir.

İstemli kas hareketlerinde kuvvetsizlik ve kas erimesi olur. Görme, işitme ve bilişsel fonksiyonlar etkilenmez. Başlama yaşı ve kazanılan motor gelişim basamağına göre farklı tipleri vardır. 

Bulguların başladığı dönemde tanı alan ve izlenen hastaların uzun dönem tedavi altında izlenmesi gerekir. Tedaviye verilen yanıt bireysel farklılıklar gösterebilir. SMA hastalığı motor nöronlar dışında diğer organları da ilgilendiren ağır bir hastalık halinde olabilir.

İnsanlarda bir özelliğe ait genlerden iki adet bulunur; biri anneden, diğeri babadan geçer. Anne ve babadan geçen genlerden biri değişikliğe uğramışsa kişi taşıyıcı olur. Taşıyıcılık hayat boyu devam eder. En sık görülen hastalık formu çekinik genle kalıtılır, bu da hastalığın ortaya çıkması için hem anne hem de babadan aktarılan genlerde hastalığı belirleyen değişikliğin bulunması anlamına gelmektedir. 

SMA hastalığı 1/40-60 oranında taşıyıcı oranına sahip bir hastalıktır. SMA taşıyıcılığı için yapılan geniş, çok uluslu ve veri sayısı fazla olan bir çalışmada, görülme sıklığı 11.000 bin doğumda 1 bulunmuştur. Ülkemizde SMA hastalığının görülme sıklığı ve taşıyıcılık oranları net olarak bilinmemekle birlikte, son yıllarda yaklaşık 1.200.000/yıl canlı doğum gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda, yıllık yeni vaka sayısının 130-180 (ortalama: 150) arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde yaklaşık 3000 SMA hastası izlenmektedir.

Bu rakamlarla rastlantısal olarak SMA taşıyıcısı olan iki bireyin evlenme olasılığı çok yüksektir. SMA hastalığı taşıyıcısı olan baba ve annenin her gebelik için çocuklarının;

    • %25’i SMA hastalığına sahip olur.
    • %50’si taşıyıcıdır.
    • %25’i hastalığı taşımaz ve sağlıklıdır.

sma

 

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Nasıl Teşhis Edilir?

SMA tanısı öykü, belirtiler ve klinik bulgularla birlikte muayene bulgularına dayanır. Kesin tanı genetik analiz ile konur.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması için nereye başvuru yapılır?

Başvuru ve kan alınması kişinin bağlı bulunduğu aile hekimliğinden yapılacaktır. 

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması Kimlere Yapılır?

SMA Taşıyıcı Taraması evlilik öncesi sağlık raporu almak için başvuran çiftler ve halen evli olan çiftlerden de talep edenler için yapılır. 

Hamileyim Ücretsiz SMA Taşıyıcı Taraması Yaptırabilir miyim?

Gebeliğinizin ilk 3 ayı içindeyseniz aile hekiminize başvurarak ücretsiz tarama testi yaptırabilirsiniz. Ancak gebeliğin 3. ayından sonra test yapılmasının bir anlamı olmayıp tıbbi genetik uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Tıbbi genetik uzmanı risk durumunuzu değerlendirerek sizi yönlendirecektir.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması Nasıl Yapılır?

Tarama için öncelikle erkek eş/eş adayından örnek alınır. Erkek eşin/eş adayının tetkik sonuçlarında şüpheli pozitif bir sonuç yoksa kadın eş/eş adayından kan alınmaz. Eğer erkek eş adayında şüpheli sonuç çıkarsa mutlaka kadın eş/eş adayına da tarama testi uygulanır.

SMA taramasında her ikisi de taşıyıcı şüpheli çıkan çiftler ileri tetkik ve genetik danışmanlık için tıbbi genetik uzmanına başvurmalıdır. Burada genetik testlerle taşıyıcılık varlığı kesin olarak saptanacak ve sağlıklı çocuk sahibi olmak amacıyla çift için uygun olan yöntem belirlenecektir. (Ruhsatlandırılmış Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezleri için tıklayınız).

Tarama Testinin Sonucu Kesin midir?

SMA hastalığının genetiği oldukça karmaşıktır. Bu nedenle ve uygulanan tarama yöntemine bağlı olarak, tarama testi taşıyıcı olsanız da %5 oranında tespit edilemeyebilir. Tüm diğer genetik testlerde olduğu gibi, örnek analizinde küçük bir başarısızlık veya hata olasılığı mevcuttur. Bu durumlar teknik ya da kişinin DNA’sında görülen nadir varyantlarla ilişkili olabilmektedir. Bu durumlarla karşılaşmamak için geniş önlemler alınmakla birlikte 100% garanti verilemez.  

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması İçin Alınan Kanlar Nerede Çalışılır?

Alınan kan örnekleri İl Sağlık Müdürlüklerince belirlenen günlerde Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan tarama laboratuvarına gönderilecektir.  

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Tarama Sonuçlarını Nereden Öğrenebilirim?

E-Nabız üzerinden raporlarım sekmesinden sonuç raporu görüntülenebilmektedir.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması İçin Hastanelerde Kan Alıyor mu?

Başvuru ve kan alımı sadece aile hekimliklerinde yapılmakta olup, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan tarama laboratuvarında çalışılmaktadır. 

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması Sırasında Tüm Genetik Profilim Çıkarılacak mı?

SMA taraması, sadece kan örneğinden elde edilen DNA materyalinde uygulanan Gerçek-zamanlı kantitatif Polimeraz Zincir Reaksiyonu (qPZR) tekniği ile SMN1 geni 7. ekzon dozundaki değişikleri tespit etmeye yöneliktir. Bunun dışında bir bölgeye bakılmaz. Bu nedenle tüm genetik profilin çıkarılması mümkün değildir. Ayrıca test bitiminde alınan biyolojik örnekler imha edilmektedir.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcı Taraması için Ücret Ödeyecek miyim?

SMA Taşıyıcı Taraması ücretsiz olarak yapılmaktadır.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcılığı Evliliğe Engel Bir Durum mudur?

Kesinlikle evliliğe engel bir durum değildir. Evlilik öncesi yapılan testin amacı evlenmeyi engellemek değil, taşıyıcılığın tespit edilmesi ve hasta çocukların doğmasını önlemektir.

Spinal Musküler Atrofi (SMA) Taşıyıcılığında Sağlıklı Bir Bebek Doğabilir mi?

Çiftler evlilik öncesi tarama ile her iki adayın da taşıyıcı olduğunu öğrenirlerse öncelikle genetik danışmanlık almalıdır. Genetik danışmanlık ile çiftlere bebek sahibi olmayı düşündüklerinde sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için sahip oldukları seçenekler ve bu seçeneklere nerede, nasıl ulaşabilecekleri anlatılır.

Taşıyıcı çiftler prenatal tanı dediğimiz yöntemleri kullanılarak sağlıklı bir bebek sahibi olabilirler. Her ikisi de taşıyıcı olan çiftlerin; sperm ve yumurtaları ayıklanıp, sağlam dokular birleştirilip, tüp bebek yöntemiyle rahime yerleştirilir. Bu yöntem; hasta çocuğu olup, kök hücre nakli amacıyla doku uyumlu kardeş yapmak isteyen çiftler içinde kullanılabilir.   

Nedir?

Kadınlık hormonlarını (östrojen ve progesteron) içeren adetin 3–4. günü içinde hazneye konularak uygulanan hormonal bir yöntemdir. Etkinlik süresi 21 gündür. 21 günün sonunda 7 gün ara verip 8. gün yeni bir halka uygulanmalıdır. Doğru kullanıldığında % 99 etkilidir.

Dikkat!

Halka Düşerse; 3 saat içerisinde musluk altında yıkanıp tekrar takılır, 3 saati geçtiyse 1 hafta ek yöntem kullanılır. Uygunluk kriterleri gebeliği önleyici haplar (kombine oral kontraseptifler)’le aynıdır.

Hemoglobin Nedir?

Kırmızı kan hücrelerinde (alyuvarlarda) bulunan, demir açısından zengin bir proteindir. Bu protein vücuda oksijen taşınmasından sorumludur. Hemoglobinin başlıca görevi, oksijeni akciğerlerden vücudun diğer dokularına taşımaktır. Böylece hücreler görevlerini düzgün bir şekilde yerine getirir. Hemoglobinin bir diğer görevi ise, hücrelerdeki karbondioksiti akciğerlere geri götürmektir. 

Hemoglobinopati Nedir? 

Vücudumuzda önemli bir işleve sahip hemoglobinlerin kalıtsal olarak geçen genlerde bir değişime uğraması ve işlevinin bozulmasına Hemoglobinopati adı verilir. Hemoglobinopatilerin birçok çeşidi vardır. Akdeniz ülkeleriyle birlikte ülkemizde sık görülen, toplumda en yaygın olarak bilinen ve Talasemi (Akdeniz Anemisi) ve Orak Hücreli Anemidir.

Talasemi ve Orak Hücreli Anemisi bulaşıcı değildir, temasla ya da başka bir şekilde bulaşmaz, kalıtsal bir özelliktir.

Orak Hücreli Anemi Nedir?

Hemoglobinin bir bölümü alyuvarları sert ve orak şekline dönüştüren çubuk benzeri yapılar oluşturur. Bu hücreler küçük kan damarlarını tıkayarak bazı organların ya da dokuların yeterli oksijen almasını engeller. Bu durum, şiddetli ağrı ataklarına neden olabilir. Hemoglobin genindeki bir değişimden kaynaklanmaktadır. Bu durumda alyuvarlar yeterli oksijeni taşıyamazlar.

Orak Hücreli Anemi’de Belirtiler Nelerdir?

Kemiklerde, kaslarda ya da karında günlerce süren şiddetli ağrı, halsizlik, solgunluk ve nefes darlığı retina, dolaşımdaki alyuvarlardan yeterince beslenemediğinde görme sorunları ya da körlük, karaciğerde işlev bozukluğu (sarılık) nedeniyle derinin ve gözlerin sararması ve çocuklarda dalak büyümesi görülür. Çocuklarda büyümenin ve gelişmenin gecikmesi, enfeksiyonlara yüksek düzeyde yatkınlık, beyindeki küçük kan damarlarının beynin bazı bölümlerinde hasara neden olabilecek biçimde daralması ya da tıkanması (inme), enfeksiyonun ya da akciğerde sıkışıp kalan orak hücrelerin neden olduğu komplikasyonlar oluşabilir.

Orak Hücreli Anemi de Tedavi Nasıldır?

Antibiyotikler bebeklerde enfeksiyonları önlemeye yardımcı olur ve ağrı kesiciler (ağızdan ya da damar yoluyla), damar yoluyla alınan sıvılar ve oksijen solumak ağrı ataklarının tedavisinde yararlı olur. Kan transfüzyonu, dolaşımdaki alyuvar sayısını artırarak aneminin düzeltilmesine yardımcı olur. Hidroksiüre bazı erişkinlerde yararlı olabilir, ancak çocuklarda tedaviye ilişkin araştırmalar devam etmektedir.

Talasemi Nedir?

Talasemi, halk arasında Akdeniz Anemisi olarak bilinmektedir. Vücudun yeterli miktarda ve yüksek kalitede kan üretimini engelleyen ve sürekli olarak kan nakli gerektiren çok önemli bir hastalıktır. Talasemi, kalıtsal bir hastalık olmasına rağmen, önlenebilir bir hastalıktır. 

Talasemi Belirtileri Nelerdir?

Bebek 3-4 aylık olduğunda; halsizlik, solgunluk, iştahsızlık, huzursuzlukla kendini göstermeye başlar. Bebek 6 aylık olduğunda ise; karaciğer-dalak büyümesi nedeniyle karın şişliği, sık ateşlenme, iskelet sisteminde değişiklik, yüz ve kafa kemiklerinden başlayarak kemiklerde değişiklik ve tipik bir yüz görünümü ortaya çıkmaktadır.

Talasemi Taşıyıcılığı (Talasemi Minör) Nedir? 

Talasemi Taşıyıcılığında hastalık belirti göstermez. Çoğu zaman özel bir kan testi yaptırmadan ya da hasta bir çocuk sahibi olana kadar kişi hasta olduğunun farkına varmaz. Taşıyıcılık sadece annede ya da sadece babada varsa, hasta çocuk doğma riski yoktur. Ancak % 50 oranında taşıyıcı çocuk doğma riski vardır. Eğer her iki ebeveynde de taşıyıcılık tespit edilirse % 25 hasta çocuk, % 25 sağlam çocuk ve % 50 oranında taşıyıcı çocuk doğma riski ortaya çıkar.  (Görsel) (HB_Ek)

Talasemi İntermedia Nedir? 

 Talasemi hastalığının hafif seyreden tipidir.  Hastalık belirtileri 2-4 yaşlarında ortaya çıkar ve hastanın bedeninde gösterdiği bulgulara göre tedavi edilir. 

Talasemi Majör Nedir?  

Talasemi hastalığının en ağır seyreden ve sadece hastalığın gösterdiği belirtilere göre tedavi oluşturulan tipidir. Karaciğer ve dalak büyümesi en önemli bulgularıdır. Vücutta oluşan kansızlığa bağlı sık aralıklarla kan nakli yapılması hastayı yorar ve maddi olarak ciddi yük altına sokar. Hastalık için kesin çözüm uygun ilik naklidir. 

Hemoglobinopati Taşıyıcılığı Nasıl Teşhis Edilir?

Taşıyıcılık özel bir kan testi yapılarak teşhis edilebilir. Evlenmeden önce, eş adaylarının bu testi mutlaka yaptırması gerekmektedir. Öncelikle erkek eş adayından alınacak küçük miktarda kan örneğinde taşıyıcılık ve hastalık taraması yapılır. Eğer erkek eş adayında taşıyıcılık ya da hastalık saptanırsa kadın eş adayından da kan örneği alınarak taramaya dâhil edilir. Bu taramayı evlenme raporu için başvurduğunuzda aile hekiminizde yaptırabilirsiniz.

Hemoglobinopati Hastalığı ya da Taşıyıcılığı Evliliğe Engel Bir Durum mudur?

Kesinlikle evliliğe engel bir durum değildir. Evlilik öncesi yapılan testin amacı evlenmeyi engellemek değil, taşıyıcılığın tespit edilmesi ve hasta çocukların doğmasını önlemektir.

Hemoglobinopati Hastalığı ya da Taşıyıcılığında Sağlıklı Bir Bebek Doğabilir mi?

Çiftler evlilik öncesi tarama ile her iki adayın da taşıyıcı olduğunu öğrenirlerse öncelikle genetik danışmanlık almalıdır. Genetik danışmanlık ile çiftlere bebek sahibi olmayı düşündüklerinde sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için sahip oldukları seçenekler ve bu seçeneklere nerede, nasıl ulaşabilecekleri anlatılır.

Taşıyıcı çiftler prenatal tanı dediğimiz yöntemleri kullanılarak sağlıklı bir bebek sahibi olabilirler. Her ikisi de taşıyıcı olan çiftlerin; sperm ve yumurtaları ayıklanıp, sağlam dokular birleştirilip, tüp bebek yöntemiyle rahime yerleştirilir. Bu yöntem; hasta çocuğu olup, kök hücre nakli amacıyla doku uyumlu kardeş yapmak isteyen çiftler içinde kullanılabilir.   

HB Ek














Nedir?

Kadında yumurtayı taşıyan tüplerin ameliyatla bağlanmasıdır. Uygulandıktan sonra artık gebe kalınmaz. Tüplerin bağlanması, kadının cinsel isteğinde, adet düzeninde, vücut yapısında herhangi bir değişiklik meydana getirmez, bütün bu olaylar eskisi gibi devam eder.

Nasıl Korur?

Kadınlarda yumurtalıktan atılan yumurta hücresi tüplerden geçerek rahme ulaşır. Tüpler kapatılınca, kadının yumurta hücresi erkek tohum hücresiyle birleşemediğinden döllenme olmaz.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Yaklaşık %100 etkilidir. Gebe kalma olasılığı yok denecek kadar azdır. Kolay bir ameliyatla, kadını ömür boyu gebelikten kesin bir şekilde korur. Anne sütüne zararlı etkisi yoktur. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratma

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Kalıcıdır, geri dönüşü çok pahalı ve zordur. Uygulanması için ameliyathane ve uzman gerektirir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir.

Kimler İçin Uygundur?

Bu işlemi yaptırmaya bilinçli ve gönüllü olarak karar veren çiftler, kesinlikle bir daha çocuk sahibi olmak istemeyenler, çocuk sahibi olması sakıncalı olanlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

İstediği sayıda çocuğu olmayanlar, kendisi ya da eşi ileride başka çocuk isteyebilecek olanlar, kararından emin olmayanlar, baskı altında karar vermiş olanlar.

Nasıl Uygulanır?

Geri dönüşü olmayan bir gebeliği önleyici yöntem olduğundan ileride pişmanlık duyulmaması için işlemden önce MUTLAKA DANIŞMANLIK hizmeti alınmalı, bilinçli olarak karar verilmeli ve rıza formu her iki eş tarafından imzalanmalıdır. Bu ameliyat işlemin yapılacağı yer uyuşturularak veya hasta uyutularak yapılır. Tüplerin bağlanması için göbeğin hemen altından küçük bir kesi yapılır. Karın içinde tüpler bulunarak bağlanıp, kesilerek kapatılır. Bu uygulama için hastanede yatmaya gerek yoktur. Uygulamadan sonraki birkaç gün, uygulama yerinde hafif ağrı olabilir. Gebe olunmadığından emin olunan herhangi bir zamanda ya da doğumdan hemen sonra uygulanabilir.

Dikkat!

Tüpleri bağlanan kadınlarda, uygulamadan sonraki günlerde aşırı karın ağrısı, ateş ve kanama olursa, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Çok seyrek olarak, yumurtalık kanalları kendiliğinden açılabilir ve gebelik oluşabilir. Bu nedenle, adet gecikmesi olursa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 6Doğum öncesi ve doğumdan itibaren bebeklik ve çocukluk döneminde sağlık hizmetlerine erişilebilirlik, sağlık hizmetlerinden faydalanma, bu hizmetlerin kalitesi ve hizmet sunum ölçütlerinin benzer olması anne, bebek ve çocuk ölümlerini önleme ve sağlıklı gelişimlerini sağlamada büyük öneme sahiptir. 

Günümüzde, basit tedbirler ile önlenebilir olan ve anne- bebek ölümlerine yol açabilecek birçok risk halen büyük sorun olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ülke genelinde bazı bölgelerimizde kış aylarının olumsuz hava koşulları, ulaşımı zaman zaman imkânsız hale getirmekte ve bütün çabalara rağmen kimi zaman doğum eylemi yaklaşmış ya da başlamış olan gebelerimizin, ilgili sağlık kurum ve kuruluşlarına ulaşması mümkün olamamaktadır.

Elverişsiz hava ve yol koşulları olan yerleşim merkezlerinde ikamet eden gebelerin muhtemel doğum tarihleri yaklaştığında daha elverişli yerleşim merkezlerine nakledilerek konaklamalarının sağlanması ve hastanelerde doğumlarının gerçekleştirilmesi  amacıyla Sağlık Bakanlığı  Misafir Anne Uygulaması programını uygulamaya koymuştur. 

 Bu uygulama ile:

  1. Ulaşımı imkansız hale getiren iklim ve yol şartlarında yaşayan, sosyal sebeplerle doğum esnasında sağlık kurumuna erişiminde  problem  olabilecek gebeler ve riskli gebeler tespit  edilmektedir.  Akabinde, tespit edilen bu gebelerin planlanan merkezlere nakledilmesi, konaklatılması, hastane şartlarında doğumlarının gerçekleştirilmesi, doğum sonrasında anne ve bebeğin sağlık durumu uygun hale getirildikten sonra tekrar evlerine götürülmesi sağlanmaktadır.
  2. Sektörler arası işbirliği ile sağlık hizmetlerinin sunumunu ve erişebilirliğinin artırılması,
  3. Anne- bebek ölümlerini tekrar kamuoyu gündemine getirerek vatandaşların sağlık hizmetleri konusunda farkındalıklarını sağlayarak sağlık hizmetlerine talep yaratması ve bu talebin artırılması,
  4. Sağlık personelinin konuya tekrar dikkatlerini çekerek hizmet sunumunun güçlendirilmesi  ve kalitenin artırılması,
  5. Topluma verilecek eğitimler ve danışmanlık hizmetleri, doğum öncesi bakım, sağlıklı doğum, doğum sonrası bakım, bebek ve çocuk izlemleri gibi ihtiyaç duyulan sağlık hizmetleri konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunulması hedeflenmektedir.

Bu kapsamda Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından il genelinde, il özel idaresi, meteoroloji, karayolları gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla iletişime geçilerek kötü hava ve yol şartlarından dolayı yıl boyunca veya yılın belirli aylarında yollarının kapanması ya da ulaşımı kısıtlı olması ihtimali olan yerleşim merkezleri tespit edilmekte, tüm yerleşim yerlerini ve karayollarını gösterir bir risk haritası oluşturulmaktadır.

Bu bölgelerdeki bebek, çocuk, gebe, loğusa gibi riskli guruplar tespit edilerek takipleri yapılmaktadır. Bu bölgelerdeki tüm gebeler muhtemel doğum tarihlerine göre sıralanmakta ve gebeliklerinin son izleminde (son ayında) doğumun nerede yapılacağının planı gebe ve yakınları ile birlikte yapılarak kesinleştirilmektedir.

Gebeye, ailesine, yakınlarına ve gerekirse muhtara hava ve ulaşım şartlarıyla ilgili riskler anlatılmaktadır. Gebeler gebelik ile ilgili tüm müdahalelerin yapılabileceği bir sağlık kuruluşuna en kısa zamanda ve risk almadan ulaşabileceği yerleşim merkezlerine davet edilmektedirler.

Son ayına girmiş olan tüm gebelerin adres ve iletişim bilgileri 112 Komuta Kontrol Merkezleri ile paylaşılmaktadır.  

Daveti kabul eden gebeler muhtemel doğum tarihleri yaklaşırken  konaklama  merkezlerine nakledilerek burada misafir edilmekte ve doğum zamanı geldiğinde doğumları hastane ortamında gerçekleştirilmektedir. Daveti kabul etmeyenlerden ise konuyu ve riskleri anlayıp kabul ettiğine dair imzalı tutanak alınmakta ve izlemlerine devam edilmektedir.

Program kapsamında yüksek tansiyon, kalp hastalığı, şeker, tiroid, kan hastalığı vb. sistemik hastalıkları olan, çoğul gebelik, tekrarlayan düşük, erken doğum riski, kan uyuşmazlığı vb. yüksek riskli gebeler önceden tespit edilerek 2. veya 3. basamak sağlık kuruluşlarınca takip edilmeleri sağlanmaktadır.

Misafir edilen annelerin konaklama ve yemek giderlerinin sağlanması amacıyla il genelindeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordinasyon içinde hareket edilmekte, özellikle il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ile işbirliği yapılmaktadır.

Daveti kabul edip henüz doğumu gerçekleşmeyen gebelerin takipleri devam etmektedir. Bu  kapsamda misafir edilen gebeler hastane, yakınının evi, kamu misafirhanesi, otel, motel, pansiyon vb. yerlerde misafir edilmektedir.

Nedir?

Hazneye konularak uygulanan fitil, köpük ve tabletlerdir.

Nasıl Korur?

Erkek tohum hücrelerini hazne içinde öldürerek gebeliği önlerler.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %94 etkilidir. Kadın kendi kendine uygulayabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalılara karşı kısmen koruyucudur. Önceden uygulandığında (en çok 1 saat) ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Haznenin kayganlığını artırır. Emziren kadınlar da kullanabilir.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Koruma etkisi RİA, hap, iğne, Norplant gibi diğer modern yöntemlerden daha düşüktür. Önceden yerleştirilmediği takdirde cinsel ilişkiyi kesintiye uğratabilir. Sıcak havada eriyebilir.

Kimler İçin Uygundur?

Geçici korunma isteyenler.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Fitillerin içerdiği kimyasal maddelere alerjisi olanlar, cinsel ilişkiden hemen sonra hazneyi yıkama alışkanlığı olanlar, hazne ya da rahim ağzında şekil bozukluğu olanlar.

Nasıl Kullanılır?

Fitil, tablet, köpük ve diğer sperm öldürücüler kullanılmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Fitil ve diğer sperm öldürücüler (spermisitler) her cinsel ilişkiden 15 dakika önce hazneye bir adet (olabildiğince derine) yerleştirilir. Koruyucu etkileri 1 saat sürer. Uygulamadan sonra bir saat geçmişse ya da ikinci kez cinsel ilişki olacaksa yeniden spermisit uygulanmalıdır. İlişkiden sonra spermisitin etkili olabilmesi için 6 saat süreyle hazne yıkanmamalıdır. Spermisit uygulamadan önce eller sabunla yıkanmış ve kuru olmalıdır. Her ilişki için yeni bir spermisit kullanılmalıdır.

Dikkat!

Genital bölgede kızarıklık, iritasyon veya kaşıntı hissedilirse derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

gebe bilgilendirmeHer kadının gebelik, doğum, yenidoğan bakımı ve üreme sağlığı konusunda yeterli eğitim ve bilgi alma hakkı vardır. Anne adayını gebelik döneminde bilgilendirmek bir annelik hakkı olarak değerlendirilmelidir.

Programın amacı; tüm gebelerin, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası konularında bilgi sahibi olmalarını, bilgilerinin güncellenmesi ve bilinçli doğum yapmalarını sağlamaktır. Anne adaylarına normal doğum eylemi, ağrı yönetimi ve yeni rollerini benimsemesi konusunda bilgi ve beceri kazandırılmaktır.

Gebe ve gebeye doğumda eşlik edecek yakınlarının;

  • Gebelik ve doğumun fizyolojik bir süreç olduğu, fizyolojik ve psikolojik değişiklikleri,
  • Gebelik ve doğum sürecinde eş ve yakınının desteğinin önemi,
  • Doğumun evreleri,
  • Doğum ağrısıyla ilaçsız baş etme yöntemleri,
  • Gebelik, doğum ve doğum sonu dönemde yaşanabilecek sorunlar ve erken tanısı,
  • Gebelikte tehlike işaretlerini ve acil durumlarda izlenecek yollar,
  • Normal doğumun anne ve bebek açısından yararları,
  • Lohusalık süreci,
  • Doğum sonrası kullanılabilen üreme sağlığı yöntemleri ve yenidoğan bakımı konularında bilgilendirilmesi hedeflenmiştir.

Gebeler; bu konularda yeterli bilgiyi ilçelerindeki İlçe Sağlık Müdürlüklerindeki, Toplum Sağlığı Merkezlerindeki ya da Sağlıklı Hayat Merkezlerindeki Gebe Bilgilendirme Sınıflarından alabilirler. Ayrıca gebeler; hastanelerdeki Gebe Okulları ile Doğuma Hazırlık ve Danışmanlık Merkezleri’ndeki gebe eğitimi hizmetlerinden faydalanabilirler.

Nedir?

Kadınlar tarafından kullanılan 17 cm uzunluğunda, yumuşak ve ince poliüretan maddeden yapılmış, haznenin içini tümüyle kaplayan, iç ve dış olarak iki değişik boyda halkası olan tek tarafı kapalı silindir bir kılıftır.

Nasıl Korur?

Hazne içini ve rahim ağzını örterek, cinsel ilişki sırasında erkekten atılan meni içerisindeki erkek tohum hücrelerinin kadının rahmi içine girmesini önler.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %95 etkilidir. Kadının kontrolünde olan bir yöntemdir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma imkanı sağlar. Kadın kondomu ilişkiden saatlerce önce takılabildiğinden cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. 

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Kadın takmakta zorlanabilir, kullanmak için kadının kendi anatomisini iyi bilmesi gerekmektedir. Doğru bir yerleştirme deneyim gerektirir. Fiyatı erkek prezervatifine göre nispeten daha pahalıdır.

Kimler İçin Uygundur?

Gebelikten korunmak isteyen üreme çağındaki kadınlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak isteyen kadınlar, seyrek cinsel ilişkide bulunanlar, başka yöntem kullanamayanlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Poliüretan allerjisi olanlar.

Nasıl Kullanılır?

Kadın kondomu kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Her ilişkide yeni bir kondom kullanılmalıdır. Kondomun kullanım tarihine dikkat edilmelidir. Kullanım süresi geçmiş kondomlar kullanılmamalıdır. Kondom su bazlı kayganlaştırıcılarla kullanılabilir. Vazelin, bebek yağı veya yağlı kremlerle kullanılmamalıdır. İlişkinin en başında cinsel sıvılar birbirine değmeden kondom kullanılmalıdır. Eğer ilişkinin herhangi bir yerinde kondomun zarar gördüğü hissedilirse kondom hemen değiştirilmelidir. Cinsel ilişki bitiminde, kondomun dış halkası kendi etrafında çevrilerek, içindekilerin dökülmesi engellenerek ve çekilerek çıkarılmalıdır. Kondom çöpe atılmalıdır.

Dikkat!

Kadın kondomu kullanıldıktan sonra delik olup olmadığı kontrol edilmelidir. Yırtık, sızıntı varsa, ilk 72 saatte HEMEN en yakın sağlık kuruluşuna "acil korunma" için başvurulmalıdır.

hsgm resim 2Aile, toplumun temeli ve çekirdeğidir. Sağlıklı nesillerin yetiştirildiği bir ocak, sevgi, saygı, sadakat ve güven ortamının tesis edildiği bir müessese, karşılıklı hak ve ödevlere sahip bireylerin oluşturduğu bir kurumdur.

Sağlıklı nesiller bu yuvada yetişir. Eşler için huzur, paylaşım çocuklar için terbiye, sevgi ve şefkat ocağı olan ailenin son derece önemli olduğu inkâr edilemeyecek bir gerçektir.

Evlenme, eşler arasında birlikte yaşamaya ve karşılıklı yardımlaşmaya da imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve ödevler yükleyen bir sözleşmedir.  Nesli çoğaltır ve korur. Bir toplulukta aile ne kadar sağlam ve sağlıklı temellere oturur ise o aileden meydana gelen toplum da o nispette sağlam ve sağlıklı olur.

Sağlıklı ailelerde üyeler, aile iletişiminden memnundur; çatışma azdır, gelişimsel değişikliklere kolay ve başarılı bir biçimde uyum sağlar, stresli olaylarla baş edebilirler. Bu ailelere “sağlıklı aile”, “iyi işlevsel aile” veya “optimal aile” denilir. Ancak ailelerin hiçbir zaman sorunla karşılaşmayacağını söylemek doğru olmaz. Bu aileler bir kriz karşısında çabucak kendilerini toparlayabilirler. Aile sisteminde çok az problem olur ve bütün normal şartlarda fonksiyonlarını yerine getirirler.

Sağlıklı Ailenin Özellikleri Şunlardır: 

  • Sağlıklı aile üyeleri birbirleriyle açık, tamamlayıcı, uygun iletişim kurarlar,
  • Aile üyeleri birbirine güvenir, dürüst ve içten yaklaşır,
  • Ailedeki haklar, görevler bütün aile üyelerinin kabul edeceği biçimde dağıtılır,
  • Aile üyeleri kendilerine saygılıdır ve olumlu benlik algıları vardır. 

Evlilik Kararı Vermiş Çiftler:

  • Karşılıklı saygı ve sevgi duymalı
  • Arkadaş olabilmeli
  • Birbirlerine bağlı olmalı ve güven duymalı
  • Sadık olmalı
  • Doğacak çocukların yetiştirilmesi konusunda ortak fikirlere sahip olmalı
  • Çatışma çözmeyi başarma ya da geliştirme becerisine sahip olmalı
  • Geleceğe dair ortak ideallere sahip olmalı
  • Birbirlerinin kişisel amaçlarını ve başarılarını desteklemeli
  • Dini – politik görüşlerinde ortaklık olmalı veya farklılık durumunda birbirlerinin görüşlerine saygı göstermeli
  • Birbirlerine duygusal ve fiziksel şiddet uygulamamalı

Evlilik Öncesi Danışmanlık Programı ile; evlilik öncesinde kadın ve erkeklere üreme sağlığı konularında gerekli düzeyde bilgi, tutum, davranış kazandırmak üzere;

  • Sağlıklı aile yapısı, üreme sağlığı, gebeliği önleyici yöntemler, bulaşıcı hastalıklar, akraba evliliği ve genetik geçişli hastalıklarla (kalıtsal kan hastalıkları- hemoglobinopati) ilgili danışmanlık hizmeti verilmesi,
  • Kişilerin olası riskler, sonuçları ve korunma yolları konularında bilinçlendirilmesi,
  • Gebelik isteği ile başvuran çiftlere de gebelik öncesi danışmanlık verilmesi,
  • Anne ve bebek ölümlerinin önlenmesi açısından, risk oluşturabilecek durumların gebelik öncesinde tespit edilmesi ve erken önlem alınmasının sağlanması amaçlanmıştır.

Evlilik Öncesi Danışmanlık Kapsamında;

  • Güvenli Annelik
  • Gebelik Öncesi Danışmanlık ve Gebelik 
  • Gebelikte Danışmanlık
  • Doğum Öncesi (Gebelik Döneminde) Bakım
  • Normal Doğum ve Sezaryen
  • Postpartum (Doğum Sonu Dönemde) Bakım
  • Gebeliği Önleyici Yöntemler
  • Kalıtsal Kan Hastalıkları (Hemoglobinopati)
  • Kan Uyuşmazlığı
  • Akraba Evliliği
  • Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar

 Konularında sağlık kurum ve kuruluşlarından danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.


“Sağlıklı Bireyler Dünyaya Getirmek İçin Sağlıklı Bir Yaşam”

Nedir?

İnce kauçuktan yapılmış, rahmin ağzını örten şapka şeklinde bir araçtır.

Nasıl Korur?

Erkek tohum hücrelerinin hazneden rahme geçmesini engeller.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %94 etkilidir. Uygulanması konusunda eğitilen kadınlar, kendi kendilerine uygulayabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kısmen koruyucudur. Sadece cinsel ilişki sırasında kullanılması gerekir. 6 saat öncesinden de yerleştirilebileceği için cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Emziren kadınlar da kullanabilir. Aynı diyaframı 2 yıl süreyle kullanmak mümkündür.

Kimler İçin Uygundur?

Yerleştirme tekniğini öğrenebilen kadınlar, diğer yöntemleri uygulamakta zorluk çeken kadınlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Hazne, rahim ya da rahim ağzında şekil ya da pozisyon bozukluğu olan kadınlar, idrar torbası ve rahmi aşağı sarkmış olan kadınlar, sık sık idrar torbası iltihabı geçiren kadınlar, kauçuk ya da spermisite alerjisi olan kadınlar, son 6 hafta içinde doğum yapmış olan kadınlar, toksik şok sendromu öyküsü olan kadınlar. 

Nasıl Kullanılır?

Diyafram kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Eğitilmiş sağlık personeli tarafından kadına en uygun olan diyafram boyu belirlenir. Nasıl uygulanacağı öğretilir. Kadın cinsel ilişkiden önce (en fazla 6 saat), tercihen spermisitle birlikte diyaframı hazne içine rahim ağzını kapatacak şekilde uygular. İlişkiden sonra diyaframın en az 6 saat (en çok 24 saat) kalması gerekir. 

Dikkat

Diyafram uygulamadan önce eller mutlaka sabunla yıkanmalıdır. Yüksek ateş, genital bölgede kızarıklık, iritasyon veya kaşıntı hissedilirse derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 9Gebelik, doğum eylemi ve lohusalık esnasındaki komplikasyonlar, gelişmekte olan ülkelerde üreme yaşındaki kadınlar arasında önde gelen ölüm ve sakatlık nedenidir.

Çok boyutlu bir kalkınma göstergesi olarak anne ölüm düzeyi, üreme  sağlığı hizmet sunumu kalitesi ile yakındanilişkilidir.

Ülkemizde 2003 yılından bu yana uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programı'nda da anne ve çocuklara özel önem verilmesi öncelikli konular arasında yer almıştır. Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonucunda anne ve bebek ölümlerinde önceki yıllara göre çok daha yüksek oranlarda azalmalar sağlanmıştır.

A-Birinci İzlem (İlk İzlem)

Gebeliğin ilk 14 haftası içerisinde yapınız. İlk ziyaretinizde sizinle ilgilenen sağlık personeli; kişisel bilgilerinizi (yaş, akraba evliliği mi, eğitim düzeyi vb.), ailenizdeki sağlık öyküsünü, alışkanlıklarınızı, tıbbi ve gebeliklerinizle ilgili önceki ve mevcut bilgilerinizi alır. Sizi fiziksel olarak muayene edip laboratuvar testleri yapar (idrar tahlili, kan tetkiki, gerekli gördüğü diğer tahlilleri yapar)

Sağlık personeli size bu haftada şu konularda bilgi verir:

  • Anemi tespit edildiğinde tedavi dozunda demir başlayabilir.
  • 12. Haftadan itibaren 1200 IU (9 damla) günlük tek doz D Vitamini Preparatı başlamanızı ve emzirme dönemince almanız önerilir.
  • Anemi yoksa 16. gebelik haftasından itibaren demir desteğine başlamanız ve doğum sonu 3ay devam etmeniz tavsiye edilir.
  • Tetanoz bağışıklaşması yapılıp yapılmadığı sorgulanır gerekiyorsa tetanoz toksoid aşısını yaptırmanızı sağlar. (Tetanoz bağışıklaşması 12. haftadan itibaren yapılabilir.)

Ayrıca; shutterstock 313263599

  • Yorgunluk
  • Bulantı ve kusma
  • Sık idrara çıkma
  • Baş dönmesi
  • Varis ve hemoroid
  • Kabızlık
  • Mide yanması
  • Bacaklarda kramplar
  • Nefes darlığı
  • Ciltteki değişiklikler
  • Memelerde hassasiyet
  • Vajinal akıntı
  • Meme başındaki glandlarda belirginleşme
  • Kolostrum salınımı
  • Aşırı tükürük salgılanması 
  • Toprak vb. yeme konularinda bilgi verilir.          _

Aşağıdaki konular ile ilgili de danışmanlık verilir.

  • Beslenme ve diyet
  • Fiziksel aktivite ve çalışma koşulları
  • Gebelikte cinsel yaşam
  • Hijyen ve genel vücut bakımı
  • Ağız ve diş sağlığı
  • Sigara alışkanlığı
  • Alkol alışkanlığı ve madde bağımlılığı
  • İlaç kullanımı
  • Tetanoz toksoid immünizasyonu
  • Gebelikte tehlike işaretleri:
  • Vajinal kanama
  • Konvülziyon (Sara nöbeti  gibi kasılmalar)
  • Başağrısı ile beraber görmede bozulmaAteş ve/veya ciddi güçsüzlük
  • Ciddi karın ağrısı
  • Solunum güçlüğü veya sık solunum
  • Suyunun gelmesi
  • Yüz, el ve bacaklarda şişme

B-İkinci İzlem(18-24. haftalar)

  • Gebeliğin 24-26. haftaları arasında glukoz tarama testinin yapılması önerilir.
  • Obstetrik Ultrasonografi yapılması önerilir.

Birinci izlemdekilere ek olarak ayrıca aşağıdaki konular ile ilgili de danışmanlık verilir.

  • Fetus hareketlerinin hissedilememesi
  • Hızlı kilo alımı

C-Üçüncü İzlem (28-32. Haftalar)

  • Mevcut gebelik öykünüz alınarak fiziksel muayeniz yapılır. _

Birinci izlemdekilere ek olarak ayrıca aşağıdaki konular ile ilgili de danışmanlık verilir.

  • Fetus hareketlerinin hissedilememesi
  • Hızlı kilo alımı
  • Doğum eylemi ve doğum
  • Doğumun nerede ve kim tarafından yapılacağının planlanması
  • Anne sütü ve emzirme
  • Postpartum aile planlaması danışmanlığı

D-Dördüncü İzlem (36-38. Haftalar)

Birinci izlemdekilere ek olarak ayrıca aşağıdaki konular ile ilgili de danışmanlık verilir:

  • Fetus hareketlerinin hissedilememesi
  • Hızlı kilo alımı
  • Doğum eylemi ve doğum
  • Doğumun nerede ve kim tarafından yapılacağının planlanması
  • Anne sütü ve emzirme
  • Postpartum aile planlaması danışmanlığı verilir.
 Gebeliğin Ilk 3 Ayında Sık Karşılaşılan Sorunlar  Tüm Gebelik Dönemlerinde Sık Karşılaşılan Sorunlar  Gebeliğin Son 3 Ayında Sık Karşılaşılan Sorunlar
 Bulantı kusma  Kabızlık ve gaz problemleri   Mide yanması ve reflü
 Tükrük salgısında artma  Diş eti problemleri  Kas krampları
   Vaginal akıntıda artma  Ödem
   Memelerde Hassasiyet   Solunum sıkıntısı
   Sık idrara çıkma ve idrar kaçırma  Sırt ve bel ağrısı
   Bayılma hissi  Uykusuzluk
   Varis ve hemoroidler  Ellerde rahatsızlık
   Cilt problemleri  
   Yorgunluk  

Gebelikte Tehlike Belirtileri ve Yapılması Gerekenler

Vajinal Kanama:

Gebeliğin hangi haftasında meydana gelirse gelsin vajinal kanama mutlaka değerlendirmesi gereken bir durumdur. Kanama çok hafif, koyu veya açık olsa da vakit kaybetmeden derhal doktora başvurulmalıdır.

Hazneden Ani Bebek Suyunun Gelmesi:

Gebeliğin hangi haftasında meydana gelirse gelsin, miktarı ne olursa olsun hazneden sıvı gelmesi durumunda doktora başvurulmalıdır.Gebelerde sıklıkla idrar kaçırması da olabilir. Bu durumla karıştırılmamalıdır.

Rahim Kasılmaları:

Hamilelikte kasık ağrısı sık görülen bir şikayettir, çoğu zaman rahmin büyümesine bağlı olur ve gebelikte normal bir durumdur.

Gebeliğin son aylarında Braxton-Hicks kontraksiyonları denilen yalancı doğum ağrıları da karın ağrısı hissedilmesine sebep olabilir. Bu kasılmalar düzensiz ve hafif şiddette olmasıyla, dinlenmek ve ağrı kesicilerle geçmesiyle gerçek doğum sancılarından ayrılır. Eğer kasılmalar sık ve şiddetli geliyorsa ve geçmiyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır. Gerçek doğum sancıları doğum eylemi belirtisi olabilir.

Karın Ağrısı:

Gebeyi rahatsız edecek, geçmeyen karın ağrıları mutlaka hekim tarafından değerlendirilmelidir. Apandisit, safra kesesi iltihabı,mide ülseri gibi birçok neden karın ağrısı nedeni olabilir.

Gebeliğin son üç ayında karnın sağ üst kısmındaki ağrı; baş ağrısı, bulantı, kusma, bulanık görme, ve tansiyon yükselmesi gibi şikayetlerle beraber ise gebelik zehirlenmesinin işareti olabilir.

Ateş:

Vücut ısısının birkaç kez ölçümde 38.0 derecenin üzerine çıkmasına yüksek ateş denir. Gebeliğin hangi haftasında meydana gelirse gelsin yüksek ateş mutlaka değerlendirilmesi gereken bir durumdur, normal değildir ve bir enfeksiyon belirtisi olabilir. Mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Doktora başvurmadan ateş düşürücü ilaçlar almaktan kaçınılmalıdır. Çünkü ilaçların bazıları gebeliğe zararlı olabilir ayrıca bu durumda sadece ateşi düşürmek yetmez ateşe sebep olan durumun da tedavisi gerekir.

Gebeliğin ilk aylarında yüksek ateş, bazı yapısal anormalliklere ve düşüğe sebep olabilir.            

Gün Aşımı:

Süresi son adet tarihinin ilk gününden itibaren 42 haftanın ötesine uzayan gebelikler gün aşımı olarak kabul edilir. Bu durumda olası riskleri ortadan kaldırmak için gebe doktor tarafından değerlendirilmelidir.

Hipertansiyon:

Gebelikte sistolik kan basıncı ≥ 140 mmHg ya da diastolik kan basıncı ≥ 90 mmHg tespit edilmesi yüksek tansiyon olarak tanımlanmaktadır. 

Böyle bir durumda derhal doktora başvurulmalıdır.

Yüksek tansiyona eşlik eden idrarda protein atılımı varsa gebeliğin sonlandırılmasını gerektirebilen gebelik zehirlenmesi (preeklamsi) ortaya çıkar. Bu durumda gebe mutlak doktor kontrolü altında olmalıdır.

Eklampsi; gebelik zehirlenmesi olduğu bilinen bir hastada kasılma nöbetleri, koma veya her ikisinin ortaya çıkmasıdır. Kasılma nöbetleri, ağız çevresindeki yüz çekilmeleriyle başlar. Daha sonra yaygın kasılmalar ortaya çıkar. Ortalama 1 dakika sürer. Kasılmalar sırasında solunum durur. Hemen tedavi edilmesi gereken acil bir durumdur.

Bebek Hareketlerinin Azalması veya Olmaması:

12 saatlik dönemde 10’dan az bebek hareketi olması anormal sayılmaktadır. Böyle bir durumda derhal doktora başvurulmalıdır. 

Solunum Güçlüğü:

Astımı, kalp hastalığı gibi ciddi nedenlerden ayırt etmek gereklidir. Öksürük ve göğüs ağrısınaasimetrik bacak bulguları da eşlik ediyorsa önem verilmeli ve derhal doktora başvurulmalıdır.

Baş Ağrısı:

Gebelikte ve doğum sonrası dönemde yeni başlangıçlı baş ağrısı sıklıkla migren ya da gerilim tipi baş ağrısı olsa da, kafa içine ait bir problemin ilk bulgusu da olabileceği unutulmamalıdır.

Yeni başlangıçlı ciddi baş ağrısında, derhal doktora başvurulmalıdır.

Doğum Çantası Hazırlama: 

  • Anne adayı doğum için hastaneye giderken yanına alacaklarını erken doğum riski de düşünülerek gebeliğin 7. ayında tamamlamış olması tercih edilir.
  • Anne için: Önden düğmeli gecelik (2 adet), sabahlık (2 adet), pijama (2 takım), iç çamaşırı (çok sayıda), emzirme sütyeni (2 adet), hırka yada şal, çorap (3 çift), hijyenik ped (2–3 paket), altı kaymayan terlik, şampuan, sabun, diş fırçası ve macunu, vücut losyonu, el havlusu, banyo havlusu, peçete, kolonya, tarak, küçük el aynası, küçük yastık bulunmaktadır.
  • Bebek için:  En küçük boy çocuk bezi ( 1 paket), zıbın ( 3 adet), uzun kollu tulum veya pijama takımı ( 3 adet), çorap (2 çift), başlık ( 2 adet), mevsime uygun yelek veya hırka (1-2 adet), bebek battaniyesi, bebek mendili ( bol miktarda), bebek önlüğü ( 2 adet), kirli çamaşır torbası, bebe şampuanı, yumuşak havlu, burun temizleme aspiratörü ve bebe yağı bulunmalıdır.
  • Ayrıca gebelik süresince yapılan tetkiklerin sonuçlarını, doktorun ve hastanenin telefon numaralarını yanına almaları faydalı olacaktır.

Nedir?

İmplanon, deri altına yerleştirilen 4 cm uzunluğunda ve 0,2 cm çapında bir çubuktur.  3 yıl süre ile gebelikten korur. Eğitim almış hekim veya hemşire tarafından basit bir yöntemle üst kola yerleştirilir.

Nasıl Korur?

Kadının yumurtalıklarında yumurta hücresinin gelişip atılmasını, rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak erkek tohum hücrelerinin rahim içine girmesini, rahim iç tabakasını incelterek gebelik ürününün yerleşmesini engeller.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Gebelikten koruyucu etkisi yüksektir. Kullanılması kolaydır. 3 yılda sadece 1 kez uygulanması yeterlidir. Hatırlamayı gerektirmez. Cinsel ilişkiden bağımsızdır. Çıkarılınca doğurganlık 3 ay içinde geri döner. Anne sütünün kalitesini ve miktarını etkilemez.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Adet düzeninde aksama, düzensiz ve uzamış kanamalar ilk yıl görülebilir, uygulamadan bir yıl sonra hiç adet görmeme beklenebilir. Uygulama için eğitilmiş personel gereklidir. Küçük bir cerrahi işlemle yerleştirilir ve çıkarılır, işleme bağlı uygulanan yerde enfeksiyon, hematom gelişebilir. Deri altında fark edilebilir. Kullanıcı yöntemi kendi kendine bırakamaz. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyuculuğu yoktur.

Kimler İçin Uygundur?

Uzun ya da sürekli korunma isteyen kadınlar, sterilizasyon istemeyen kadınlar, östrojen içeren diğer gebeliği önleyici yöntemleri kullanamayan kadınlar, emziren anneler (6. haftadan sonra), sigara içenler.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Meme kanseri mevcudiyeti, nedeni bilinmeyen vajinal kanama, emziren annelerde doğum sonrası ilk 6 hafta, aktif karaciğer hastalığı olanlar 

Nasıl Uygulanır?

İmplanon kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Sağlık personeli tarafından özel bir teknikle sol kolun üst kısmına yerleştirilir. Yerleştirme işlemi yaklaşık 1 dakika sürer, etkisi hemen başlar.

Programın amacı; anne sağlığı hizmetlerinin niteliğini ve niceliğini artırarak anne adaylarının güvenli, kaliteli doğum hizmetine ulaşmalarını sağlamak amaçlanmıştır.

Anne, bebek ve aile dostu modelde, mahremiyete dayalı tek kişilik “Doğum Üniteleri”nin oluşturulması esas alınmıştır. Normal doğumu özendirmek, müdahale oranlarını azaltmak hedeflenmektedir. Yanında uygun bir refakatçi ile gebeler kendilerini rahat, ev ortamında hissedebilmeli, hareket özgürlüğü sağlanabilmelidir.                       

Yayınlanan Anne Dostu Hastane Kriterleri şunlardır; thumb 91031bebekdostu1png

1-Anne adayının güvenli, kaliteli gebelik izlemi ve doğum hizmeti alması tabii haktır.

  • Bu hizmet verilmesinde, anne adayının kültür ve geleneklerine uygun hareket edilmeli, mahremiyetine ve otonomisine önem verilmeli, anne ve bebek odaklı olmalıdır.
  • Gebe ve lohusa takipleri güncel bilimsel kriterlere göre hazırlanmış olan yazılı takip protokollerine uygun olarak yapılmalıdır.

2-Verilen hizmet, gebelik öncesi danışmanlık, doğum öncesi ve sonrası bakım ve danışmanlık hizmetlerini kapsamalıdır.

  • Gebeler doğumun planlanmasına katkıda bulunabilmelidirler.
  • Gebe ve yakınlarına doğum şekilleri, muhtemel yarar ve zararları anlatılmalı, verilecek ilaçlarla, yapılacak tetkik ve müdahaleler, gebenin yarar ve zararları konusunda doğru bilgilendirilmesini esas alan bir hizmet modeli içinde sunulmalı, gebe ve yakınlarına gebelik ve doğumla ilgili bilgi sunacak materyaller (yazılı, görsel, maketler, modeller vs) olmalıdır.
  • Doğum öncesi bakım ve danışmanlık hizmeti verilirken “Bilgilendirilmiş Onam Formu” okutulmalı ve imzalatılmalıdır.

3-Kurumlarda poliklinik, eğitim, danışmanlık ve doğum hizmeti verilen ortamlar standartlara uygun hazırlanmalıdır.

  • Kurumlar 7 gün 24 saat hizmet verebilen, anne ve bebek ihtiyaçlarına göre düzenlenen ünitelerden oluşmalıdır.
  • Doğum üniteleri ulusal denetimlerle sınıflandırılmış olmalı ve kurumlar sağladıkları bakımın kalitesinden sorumlu olmalıdır.
  • Her gebe ile birebir ilgilenen, onlarla iyi iletişim kuran yeterli sayı ve kalitede sağlık personeline sahip olmalıdır.
  • Kurumlar güvenli kan nakli ve hastane enfeksiyonu açısından gerekli tedbirleri almalıdır.

4-Mahremiyet beklentileri itina ile karşılanmalı, hijyen ve konfor standartları yüksek tutulmalıdır.

  • Gebe kendini rahat, ev ortamında hissedebilmesi için, yanına seçebileceği uygun bir refakatçi kabul edebilmelidir.
  • Servislerde gebeye fiziksel ve duygusal destek birebir olmalı ve bu desteğe kolaylıkla ulaşılabilmelidir.
  • Travay sırasında pozisyon kısıtlaması olmamalı, istediği pozisyonda yatabilmeli, odada rahatça yürüyebilmeli, hareket edebilmelidir.
  • Annelerin aktif pozisyonlarda ıkınmaları teşvik edilerek, doğum gerçekleştirilmelidir.

5-Kanıta dayalı olmayan müdahaleler rutin olarak uygulanmamalıdır.

  • Beslenme ve sıvı alımı kesilmemelidir.
  • Lavman, traş gibiişlemler rutin olarak uygulamamalıdır
  • Erken amniyotomi, sık tuşe, üretral kateter uygulanmamalıdır.
  • Kurumun sezaryen oranı, kabul edilebilir minimum ve maksimum seviyeleri aşmamalıdır.

6-Hizmet sunumu için gerekli olan insan kaynakları ve lojistik destek optimum düzeyde olmalıdır.

  • Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası hizmetler multidisipliner yaklaşım ile donanımlı bir ekip tarafından verilmelidir.
  • Yüksek riskli gebelere yaklaşım konusunda eylem planı olmalıdır.
  • İsteyen hastalara doğum analjezisi hizmeti sunulabilmelidir.

7-Acil obstetrik durumlarda sevk kriterlerine uyulmalıdır.

  • Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası hizmetlerin yönetiminde devamlılık gözetilmelidir.
  • Gebelik, doğum ve lohusalığa bağlı bir komplikasyon nedeniyle müracaat eden gebeler hemen kabul edilip gerekli tıbbi müdahale gecikmeksizin yapılmalıdır.
  • Hasta stabilize edildikten sonra sevk edilmelidir.
  • Sevk, 112 ile irtibata geçilerek yapılmalıdır.
  • Sevk edilen kurum,  sevk eden kuruma vakalarla ilgili geri bildirim yapmalıdır.

8-Doğum hizmeti anne ve bebek odaklı olmalıdır.

  • Bebek Dostu Hastane kriterlerine uyulmalıdır.
  • Anne ve ailelerin doğan bebeklerini kucaklamaları ve dokunmaları sağlanmalı ve devamı desteklenmelidir.
  • Lohusa normal doğum sonrası en az 24, sezaryen doğum sonrası en az 48 saat hastanede kalmalı,  postpartum bakım almalıdır.

9-Hizmet sunanların bilgi ve beceri kapasitesini güçlendirmeye yönelik aktiviteler planlanmalı ve uygulanmalıdır.        

  • Hizmetiçi eğitimlerin sürekliliği sağlanmalıdır.
  • Doğum Öncesi Bakım, Acil Obstetrik Bakım, Doğum ve Sezaryen Eylemi, Doğum Sonu Bakım Yönetim Rehberlerinin kullanımı konusunda izleme değerlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
  • Klinik protokol ve akış şemaları doğru ünitede,  görülebilen bir yerde bulunmalıdır.
  • Bünyesinde çalışan hekim ve diğer sağlık personelinin bu prensip ve ilkeleri benimsemeleri ve bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. 
  • Çalışanlar referans materyallere 24 saat erişebilmelidir.

10-İstatiksel analizler yapılmalı, çıktıları değerlendirilmelidir.

  • Merkezler, sunulan hizmetlerin nitelik ve niceliğine yönelik kayıtları elektronik ortamda düzenli ve doğru bir şekilde  tutmalıdır.
  • İstatistiksel veriler internet ortamında yayınlamalı, tüm kurumların ve vatandaşların erişimine açık tutulmalıdır.
  • Mate rnal ve perinatal mortalite ve morbiditeleri dikkatlice izlenmeli, bu amaçla düzenli geribildirim toplantıları yapılmalıdır.

Program kapsamında Türkiye Kamu Hastaneler Kurumu ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa çalışmalar devam etmektedir. Çalışmalar sonucunda kriterleri yerine getiren hastanelere Anne Dostu Hastane ünvanı verilecektir.

Nedir?

Düzenli olarak 3 ayda bir kez iğne şeklinde uygulanır ve kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içerir.

Nasıl Korur?

Kadının yumurtlamasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak erkek tohum hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. 

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru ve düzenli uygulandığında %99 etkilidir. Östrojen kullanamayan kadınlarca da kullanılabilir. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Emziren anneler kullanabilir.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Adet kanamalarında artma, azalma, lekelenme ve kesilme yapabilir. Kilo artışı görülebilir. Doğurganlığın geriye dönüşü gecikebilir (1 yıla kadar). Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir.

Kimler İçin Uygundur?

En az 2 yıl gebe kalmak istemeyen kadınlar, emziren kadınlar (6 haftadan sonra), henüz kürtaj olmuş veya kendiliğinden düşük geçirmiş olan kadınlar (ilk 7 gün içerisinde), östrojen hormonu içeren yöntemleri kullanamayanlar, tüberküloz (verem) veya epilepsi (sara) tedavisi görmekte olanlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Meme kanseri, tanısı ya da şüphesi olanlar, nedeni bilinmeyen vajinal kanaması olanlar, aktif karaciğer hastalığı olanlar, felç geçirmiş olanlar, damar tıkanıklığına bağlı kalp hastalığı ve ağır hipertansiyonu olanlar, 20 yıldan uzun süredir şeker hastalığı olanlar.

Nasıl Uygulanır?

3 aylık iğne kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Sağlık personeli tarafından 3 ayda bir kas içine (kola ya da kalçaya) enjekte edilir. İğne yapıldıktan sonra iğne yeri ovulmamalıdır. İğneler zamanında ve düzenli olarak her 3 ayda bir yapılmalıdır.

Dikkat!

3 aylık iğne kullananlarda; iğne yerinde ağrı ya da kızarıklık, aşırı adet kanaması, şiddetli baş ağrısı, şiddetli karın ağrısı olursa, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 8Üreme sağlığında “yaşam boyu yaklaşım” önemlidir. 15-49 yaş “doğurganlık dönemi” gebelik ve doğumla ilgili olay ve istenmeyen sonuçların en fazla yaşandığı dönemdir. Bu nedenle 15-49 yaş kadın izlemlerinin yapılması sağlık açısından olmazsa olmaz bir hizmettir.

Bu kapsamda Bakanlığımızca ülke genelinde aile hekimleri tarafından 15-49 yaş kadın izlemleri yapılarak 15-49 yaş kadınların sağlık açısından değerlendirilmesi sağlanmaktadır.

“Sağlıklı bir neslin oluşması sizlerin elinde! 
Sağlığınız için gereken 15- 49 yaş kadın izlemlerinizi yaptırınız.”


“15 -49 yaş izleminde Üreme Sağlığı Hizmetleri çok önemlidir."

 

Yaptıracağınız 15 -49 yaş izlemi ile;

  • Kadın sağlığı konusunda danışmanlık alabilir,
  • Sağlığınızı tehlikeye atacak, yaşam kalitenizi düşürecek riskli durumların tespitini yaptırabilir,
  • Gebelik istiyorsanız gebelik öncesi danışmanlık hizmeti alabilir,
  • Erken dönemde gebeliğinizin tespitini sağlayabilir,
  • İstenmeyen gebeliklere engel olabilir,
  • Anne ve bebek sağlığı açısından gerekli olan gebelikleriniz arasındaki süreyi ayarlayabilir,
  • Gebe kalmak istemediğinizde gebeliği önleyici yöntemler hakkında danışmanlık alabilirsiniz.

“18 yaşından önce, 35 yaşından sonra, 2 yıldan kısa aralıkta, 5 ve daha fazla sayıdaki gebelikler anne ve bebek sağlığı açısından tehlikeli olabilir”

Nedir?  

Düzenli olarak ayda bir kez iğne şeklinde uygulanır ve kadınlık hormonlarını (östrojen, progesteron) içerir.

Nasıl Korur?

Kadının yumurtlamasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak erkek tohum hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru uygulandığında %99 etkilidir. Adet düzeninde 3 aylık iğnelere göre daha az değişiklik yapar. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

İlk aylarda ara kanaması yapabilir. Baş ağrısı, baş dönmesi, göğüslerde hassasiyet ve kilo artışına neden olabilir. Anne sütünün miktarını azaltıp, kalitesini bozabilir. Her ay iğne yaptırmak gerekir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz. 

Kimler İçin Uygundur?

Ayda bir düzenli olarak iğne yaptırabilecek olanlar, henüz kürtaj olmuş veya kendiliğinden düşük geçirmiş olanlar (ilk 7 gün içinde), emzirmeyen kadınlar (doğumdan 3 hafta sonra), emziren kadınlar (doğumdan 6 ay sonra)

Kimler İçin Uygun Değildir?

Meme kanseri tanısı ya da şüphesi olanlar, nedeni bilinmeyen vajinal kanaması olanlar, 35 ve daha yukarı yaşta olup günde 15'den fazla sigara içen kadınlar, damar sertliği, damar tıkanıklığı, tansiyonu yüksek (kan basıncı >160/100 mm/hg) ve felç öyküsü olanlar, karaciğer hastalığı, şeker hastalığı, safra kesesi hastalığı ve pıhtılaşma problemi olanlar, yeni ameliyat geçirmiş ya da ameliyata hazırlananlar, emziren anneler, migreni olanlar,  HIV, AIDS olup antiviral tedavi alanlar.

Nasıl Uygulanır?

1 aylık iğne kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Sağlık personeli tarafından ayda bir kas içine (kola ya da kalçaya) enjekte edilir. İlk uygulama adet kanamasının ilk 5 gün içinde yapılmalıdır, bu durumda ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. İğneler zamanında ve düzenli olarak ayda bir yapılmalıdır.  Adetinde üç günü aşan gecikme olursa kişinin gebe olmadığından emin olunmalıdır.

Dikkat!

Aylık iğnelerin ilk yapılışından sonraki adet kanaması 15-20 gün sonra olur. İğneyle korunan kişilerde; şiddetli karın ağrısı, şiddetli göğüs ağrısı, öksürük, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, bulanık görme, şiddetli bacak ağrısı, sarılık, aşırı adet kanaması varsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Kadına Ait Yöntemler

Erkeğe Ait Yöntemler

Nedir?

Rahmin içine yerleştirilen küçük, plastik bir araçtır. Bakır ve hormon içeren tipleri vardır.

Nasıl Korur?

Kadın yumurta hücresinin erkek tohum hücresi ile döllenmesini ve rahim içine yerleşmesini engeller.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

%98 etkilidir. Uzun süre gebelikten korur (bakırlı olanlar 10 yıl korur). Bir kere uygulanınca gebelikten korunmak için başka bir şey gerektirmez. Çıkartıldığında hemen gebe kalınabilir. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Hiçbir ilaçla etkileşimi yoktur.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Mutlaka bir sağlık kuruluşunda uygulanması gereklidir. Bazı kadınlarda uygulama ve çıkarma işlemi ağrılı olabilir. Uygulamayı takibeden ilk aylarda kasık ağrısı, lekelenme ve adet miktarında artma veya adet süresinde uzama olabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz.

Kimler İçin Uygundur?

Uzun süre korunmak isteyenler, ileri yaşta olup sterilizasyon istemeyen kadınlar, yeni doğum yapmış kadınlar (doğumdan 6 hafta sonra uygulanabilir), kürtaj olmuş ya da kendiliğinden düşük yapmış kadınlar, diğer yöntemleri kullanmakta zorluk çekenler.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Gebeler ya da gebelik şüphesi olanlar, adetleri aşırı ağrılı ve adet kanaması çok fazla olan kadınlar, rahminde veya diğer üreme organlarında kronik iltihap bulunanlar, rahminde veya diğer üreme organlarında şekil bozukluğu olanlar, rahminde veya diğer üreme organlarında kanser olanlar,  kendisinin veya eşinin birden fazla cinsel eşi olanlar.

Nasıl Uygulanır?

Rahim içi araç (RİA) uygulatmadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Eğitilmiş sağlık personeli tarafından gebe olunmadığından emin olunan herhangi bir zamanda rahmin içine yerleştirilir. Kullanım süresi sonunda RİA değiştirileceği zaman ara vermeden hemen yenisi uygulanabilir; rahmi dinlendirmeye gerek yoktur. Herhangi bir şikayet yoksa RİA uygulandıktan sonra ilk kontrole 1'inci ayın sonunda, diğer kontrollere yılda 1 kez gidilmelidir. 

Dikkat!

RİA ile korunurken; karında aşırı ağrı, anormal (renkli, kokulu) vajinal akıntı, düzensiz kanamalar veya şiddetli adet kanaması, RİA’nın düştüğünden veya rahimden hazneye doğru çıktığından şüpheleniliyorsa, beklenen adette 10 günden fazla gecikme varsa, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 5Gebelikte ortaya çıkan değişikliklerin kaybolduğu, vücudun önceki halini alabilmesi için ortalama 6 haftaya gerek vardır.

Sağlıklı anne ve bebek için;

  • Annenin doğumunu hastanede yapması,
  • Normal doğumda 24 saatten önce hastaneden taburcu olmaması,
  • Sezaryen doğumda ise 48 saatten önce hastaneden taburcu olmaması,
  • Annenin doğum sonu izlemlerinin belirtilen aralıklarda 6 kez yapılması gerekmektedir.

Lohusanın birinci ,ikinci ve üçüncü izlemleri hastanede: doğumu takip eden ilk 0-24 saatleri arasında yapılmalıdır.

Birinci İzlem: Lohusanın doğumu takip eden ilk 0-1 saatleri arasında

İkinci İzlem: Lohusanın doğumu takip eden ilk 1-6 saatleri arasında

Üçüncü İzlem: Lohusanın doğumu takip eden ilk 6-24 saatleri arasında olmalıdır.

*Lohusanın İlk 24 saat bakımı çok önemlidir.

İlk 24 Saat:

  • Doğumdan sonra annenin ateş, nabız ve kan basıncı (tansiyon) normal olana kadar çok sık takip edilmelidir.
  • Anneye uterus (rahim) masajını nasıl yapması gerektiği ve yararları anlatılmalıdır.
  • Anneye bebeğini emzirmesi için yardım edilmelidir. Bebeğini nasıl emzireceği  öğretilmelidir.-Meme bakımı öğretilmeli ve ilk günlerde memelerin acıyabileceği bilmelidir.
  • Doğumdan sonra 20-30 dakika içerisinde 2-3'ten fazla peti kirletecek kanaması olması, sürekli kan gelişi, pıhtı çıkışı veya renginin açık/ parlak kırmızıya dönmesi normal olmayan fazla miktardaki kanamaya işaret eder.
  • Annenin  idrar yapması kontrol edilmelidir.
  • Tuvalete gittiğinde önden arkaya doğru taharet alması, en geç 6 saate bir pet değiştirilmesi gerekir.
  • Dolaşımı kolaylaştırmak için hareket etmelidir.
  • Bol sıvı ve hafif yiyecekler içeren bir diyetle beslenmelidir.
  • Taburcu olmadan once lohusalık süresince yapacaklarınız konusunda mutlaka sağlık personelinden danışmanlık hizmeti alınız.
  • 24 saat içinde annenin ateşi 37,5 dereceden yüksek olmamalı, kan basıncı ve nabzı normal olmalı, idrar yapmalı, kanaması belirgin olarak azalmalı ve bebeğini emzirmiş olmalıdır. 

Anne taburcu olduktan sonra:

  • Doğum sonu izlemine mümkünse özellikle eşiyle birlikte katılmalıdır.
  • Dördüncü, beşinci ve altıncı izlemlerininbir sağlık personeli tarafından  ev veya sağlık kuruluşunda yapılması gerekir.
  • Dördüncü İzlem:doğumu takip eden 2.-5. günler arasında
  • Beşinci İzlem:doğumu takip eden 13.-17.günler arasında
  • Altinci İzlem; doğumu takip eden 30-42. günleri arasında yapılmalıdır.

İzlemlerde Annede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Kanama-loşi takibi yapılmalı:Doğum   sonrası ilk 2 gün kırmızı-vişne çürüğü renkte bir akıntı normaldir. 2-10 günler  arası renk pembe-kahverengi hale döner. Lekelenme tarzında kanama doğumdan sonra özellikle  emziren annelerde 6. haftaya  kadar  devam edebilir. Kötü kokulu akıntınız varsa sağlık kuruluşuna baş vurulmalıdır.

İdrar problemleri değerlendirilimeli:Doğum  sonrası ilk 2 gün  idrar miktarında artış normaldir.İdrar yaparken yanma veya idrarda renk değişikliği varsa sağlık kuruluşuna baş vurulmalıdır.

Ağrı:Rahatsız edici sırt, göğüs ve baş ağrısı, çarpıntı ve nefes darlığı varsa sağlık kuruluşuna baş vurmalıdır.

Ateş Kontrolü:Lohusanın ateşine  bakılmalı, 38 derecenin üzerinde ise sağlık kuruluşuna baş vurmalıdır.

Kan Basıncı (tansiyon) kontrolü:Kan basıncı 140/ 90 mmHg ve üzerinde ise sağlık kuruluşuna baş vurmalıdır.Özellikle gebelikte hipertansiyon saptanmış annelerde ilk 3 gün kan basıncı birkaç kez değerlendirilmelidir.

Perine Bakımı:Normal doğum yapılmış ise perine (dış cinsel organ) muayenesi yapılmalıdır.Kullanılan petler temiz olmalı. Tuvalete gittiğinde önden arkaya doğru taharet alınmalı, en geç 6 saate bir pet değiştirilmelidir.Perine bölgesinde kırmızılık, şişlik ve ağrı var ise sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.Sezaryen ile doğum yapılmış ise sezeryan  yeri kontrol edilmelidir, kırmızılık, şişlik ve ağrı var ise sağlık kuruluşuna baş vurmalıdır.

Dışkılama Kontrolü:Kabızlık var ise lifli besin ve sıvı alımı artırılmalıdır. Gerekirse beslenme hakkında sağlık personelinden bilgi alınmalıdır.

Meme Bakımı:Gebeliğin 7inci ayından sonra meme bakımına dikkat edilmelidir. Memelerdeki gerginlik ve şişkinlik erken ve geç dönem gebelerde şikayet nedeni olabilir. Destekli, rahat bir sütyen kullanılmalıdır.Meme bakımı özellikle ilk bir hafta özen ister.Loğusa gevşek, rahat, pamuklu kumaştan yapılmış bir sütyen kullanılmalıdır.Doğumdan sonra her emzirmeden önce ya da hiç değilse günde birkaç kez meme bakımı yapılmalıdır.Bu kurallara uyulduğu zaman memede çatlak, kızartı, şişlik olmayacağı gibi çatlak olsa bile temiz tutulduğu için mikroplanma (mastit) olmaz.Doğumdan hemen sonra bebek olabildiğince çabuk emzirilmelidir. Meme bakımı iyi olursa, çocuğun ağzında pamukçuk oluşması da engellenebilir.

Annenin psikolojik durumu:Gebelik ve lohusalık doğal bir yaşam olayı gibi gözükse de kadın için büyük bir stres nedeni olabilmektedir. Bu dönemde her kadın, az ya da çok kaygı yaşar.Annelik hüznü (gebelikte ve lohusalıkta yaşanan korku ve endişeler) özellikle ilk doğumunu yapmış olan kadınların %50-80’inde huzursuzluk, sinirlilik, duygusal dengesizlik ve ağlamaklı olma durumu şeklinde görülebilir.En sık görülen belirtiler arasında uyku bozukluğu yer almaktadır. Bu yakınmalar, doğumdan sonraki ilk 3-10 gün içinde ortaya çıkar ve genellikle 20. haftanın sonunda kaybolur.Doğum sonrası depresyon; kadınların %10-15’inde görülür ve annelik hüznüne göre daha ağır bir tablodur. En sık doğumdan sonra ilk üç ayda görülmekte ve daha sonra tekrarlayabilmektedir. Uykusuzluk, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, ağlama nöbetleri gibi annelik hüznü sırasında görülenlere ek olarak; isteksizlik, iştah sorunu, aşırı endişe, sıkıntı, çevreye ilgisizlik, bebekle ilgili aşırı kaygı ya da boş verme gibi belirtiler görülebilir.Doğum sonrası depresyon belirtileri görüldüğünde sağlık kuruluşundan destek alınmalıdır.

Annenin ve bebeğin sağlığı için iki doğum arası en az 2 yıl olmalıdır.

Anne sağlık personelinden Aile Planlaması Yöntemi seçiminde mümkünse eşiyle birlikte danışmalık almalıdır.

Lohusalıkta Tehlike İşaretleri

  • Ani Veya Yoğun Kan Kaybı
  • Doğum Sonrasında 20-30 Dakika İçinde 2-3’den Fazla Pedi Kirletecek Kanama Olması,
  • Zaman Geçtikçe Kanamanın Azalmayarak Artması,
  • Kan Basıncının 140/ 90 Mm/Hg Ve Üzerinde Olması
  • Kasılma Nöbetleri,
  • Solunum Güçlüğü Ve Hızlı Solunum,
  • Ciddi Karın Ağrısı,
  • Kötü Kokulu Akıntı,
  • İdrar Yaparken Ağrı Veya İdrar Kaçırma.
  • Şıddetli Veya Süreklı Baş Ağrısı, Bulanık Görme
  • Ateş 38°C'nın Üstünde Olması
  • Tek Taraflı Baldır Ağrısı, Kızarıklık Ve Şışme Olması
  • Nefes Darlığı Veya Göğüs Ağrısı Olması

Unutmayın!     

Lohusalıkta tehlike işaretlerinden en az bir tanesi görüldüğünde anneyi hangi saat olursa olsun hiç zaman kaybetmeden Sağlık Kuruluşuna götürünüz.

Nedir?

Kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içeren haplardır. Her gün düzenli olarak aynı saatte alındığında gebelikten korur.

Nasıl Korur?

Kadının yumurtalıklarından yumurta hücresini gelişip atılmasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak erkek tohum hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. 

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %98 etkilidir. Bırakıldığında tekrar gebe kalınabilir. Emziren anneler kullanabilir. Anne sütünün kalitesini bozmaz. Miktarını artırabilir. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Geçici olarak ilk aylarda lekelenme, düzensiz adet görme ve adet görmeme olabilir. Her gün aynı saatte alınması gerekmektedir (özellikle emzirmeyenlerde). Düzenli alınmazsa, gebelik oluşabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz. 

Kimler için uygundur?

Her gün aynı saatte hap almayı hatırlayabilecek kadınlar, emziren anneler (6. haftadan sonra), henüz kürtaj olmuş veya kendiliğinden düşük geçirmiş kadınlar, sigara içen kadınlar.

Kimler için uygun değildir?

Bebeği 6 haftadan küçük olan emziren anneler, nedeni bilinmeyen vajinal kanaması olanlar, aktif karaciğer hastalığı olanlar, meme kanseri tanısı ya da şüphesi olanlar. 

Nasıl Kullanılır?

Hapa başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Hap adetin ilk 5 günü içinde alınmaya başlanmalıdır, bu durumda ek yöntem gerekmez. Hap alımı üç saatten daha fazla geciktirilirse gebelik riski artar. Hap alınması üst üste 2 gün unutulursa gebe kalma riski çok arttığından, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Dikkat!

Mini hap kullananlarda hap almaya başladıktan sonra; şiddetli adet kanaması, şiddetli baş ağrısı, sarılık, adetlerde kesilme veya şiddetli karın ağrı varsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 7Sezaryen, bebeğin annenin karın duvarı ve rahmine yapılan kesi ile karından doğurtulmasıdır.

Sezaryen, normal doğumun sezaryen ile doğumdan daha riskli olduğu özel durumlarda anne ve/veya bebek hayatını kurtarmak için uygulanan bir ameliyattır.  Sezaryen ile doğum cerrahi bir müdahaledir. Anne ve bebek sağlığına olumsuz etkileri göz önüne bulundurulduğunda tıbbi nedenler dışında yapılmamalıdır.

“Sezaryen normal doğumun alternatifi değildir."

Nedir?

Kadınlık hormonlarını (östrojen ve progesteron) içeren haplardır. Her gün düzenli olarak alındığında gebelikten korur.

Nasıl Korur?

Kadının yumurtalıklarından yumurta hücresini gelişip atılmasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak erkek tohum hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %99 etkilidir. Bırakıldığında tekrar gebe kalınabilir. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur. Adet ağrısını azaltır, adetleri düzenli hale getirir. Kansızlığı azaltır.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Geçici olarak ilk 3 ayda bulantı, kilo artışı, baş ağrısı, ara kanamalar ve lekelenme görülebilir. Anne sütünün kalitesini bozar ve miktarını azaltabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz.

Kimler için uygundur?

Her gün hap almayı hatırlayabilecek kadınlar, adet kanamaları fazla miktarda, düzensiz, aşırı ağrılı olan kadınlar, adet öncesi rahatsızlık yaşayanlar (gerginlik, baş ağrısı, vücutta sıvı tutulması), henüz kürtaj olmuş veya kendiliğinden düşük yapmış kadınlar, doğum yapmış ancak emzirmeyen kadınlar (emzirmeyen kadınlar doğumdan 3 hafta sonra kullanmaya başlayabilirler).

Kimler için uygun değildir?

Meme kanseri tanısı ya da şüphesi olanlar, nedeni bilinmeyen vajinal kanaması olanlar, 35 ve daha yukarı yaşta olup günde 15'den fazla sigara içen kadınlar, damar sertliği, damar tıkanıklığı, tansiyonu yüksek (kan basıncı >160/100 mm/hg) ve felç öyküsü olanlar, karaciğer hastalığı, şeker hastalığı, safra kesesi hastalığı ve pıhtılaşma problemi olanlar, yeni ameliyat geçirmiş ya da ameliyata hazırlananlar, emziren anneler, migreni olanlar,  HIV, AIDS olup antiviral tedavi alanlar.

Nasıl Kullanılır?

Hapa başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Hap adetin ilk 5 günü içinde alınmaya başlanmalıdır, bu durumda ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. Kullanılan hap 21'lik paketlerdeyse, üç hafta boyunca her gün bir tane hap alınır, 21 tane hap bittiğinde 7 gün ara verilip, yeni bir pakete başlanır, adet beklenmez. Kullanılan hap 28'lik paketlerdeyse, paket bitene kadar her gün bir tane hap içilir. Paket bitince, ara vermeden yeni bir pakete başlanır, adet beklenmez. Hap alınması 1 gün unutulursa, unutulan hap hatırlandığı anda alınmalıdır. Daha sonraki hap her zaman içildiği vakitte alınır. Hap alınması üst üste 2 gün unutulursa istenmeyen bir gebeliğin yaşanmaması açısından en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Dikkat!

Hap kullananlarda; şiddetli göğüs ağrısı, karın ağrısı, bacak ağrısı, baş ağrısı ve görmede bulanıklık olursa, adet kesilmesi ya da beklenmeyen vajinal kanama olursa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

hsgm resim 3Bebek ve eşinin rahimde kasılmaların başlaması, rahim ağzının açılması ile 38-42 gebelik haftaları arasında,  anne vücudundan ayrılarak doğum kanalı yoluyla doğmasıdır.

Normal Doğumun Avantajları;

  • Doğum sürecinde vücut tarafından salgılanan hormonlar sayesinde doğum sonrası sütünüz hemen gelir ve bebeğinizi kısa sürede emzirilebilirsiniz
  • Bebeğinizle aranızdaki duygusal bağı daha kısa sürede kurabilirsiniz
  • Doğumdan sonra günlük hayatınıza daha kısa sürede dönebilirsiniz
  • Normal doğum, doğum sayınızı sınırlandırmaz
  • Hastanede kalış süreniz sezaryene oranla daha kısadır
  • Normal doğum yaptığınızda bebeğinizde solunum sıkıntısı görülme ihtimali sezaryene göre daha azdır
  • Normal doğumda annede hastalık/sakatlık ve ölüm riski sezaryene göre daha azdır.

Nedir?

Cinsel ilişki sırasında boşalma olayından önce erkeğin organını hazneden çıkararak dışarıya boşalmasıdır. Erkeğin menisi hazne dışına boşaldığı için erkek tohum hücreleri kadının yumurtasını dölleyemez. Koruyuculuğu modern yöntemlere oranla çok daha azdır. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratır. Çiftin sürekli gebe kalma endişesi yaşamasına neden olur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumaz.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Daha önce bu yontemle korunurken istenmeyen bir gebelik yaşamış olan çiftler.

Nasıl Uygulanır?

Geri çekme yöntemini kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. İlişki sırasında erkek boşalacağını hissettiğinde organını (penis) hazneden dışarıya çıkarır ve dışarıya boşalır.

Dikkat!

Geri çekme yöntemi koruyuculuğu düşük olan bir yöntemdir. Bu yöntemi kullanan çiftler (özellikle başarısızlığa uğrayıp istenmeyen bir gebelik yaşamışlarsa) modern bir gebeliği önleyici yöntemi kullanmak için danışmanlık almalıdırlar.

Geri Çekme(Dışarı Boşalma)

Nedir? Cinsel ilişki sırasında boşalma olayından önce erkeğin organını hazneden çıkararak dışarıya boşalmasıdır....

Erkekte Tohum Kanallarının Bağlanması (Vazektomi)

Nedir? Erkeğin tohum kanallarının kolay bir ameliyatla bağlanmasıdır. Tohum kanallarının bağlanması, erkeğin görünümünde,...

Kondom (Kaput, Kılıf, Prezervatif) 

Nedir? Erkekler tarafından kullanılan, bir çeşit kauçuktan yapılmış, çok ince ve esnek bir...

Nedir?

Erkeğin tohum kanallarının kolay bir ameliyatla bağlanmasıdır. Tohum kanallarının bağlanması, erkeğin görünümünde, cinsel arzu ve yeterliliğinde, cinsel doyumunda, erkeklik organının (penisin) sertleşmesinde ve boşalmasında hiçbir değişiklik yapmaz, bütün bu olaylar eskisi gibi devam eder. 

Nasıl Korur?

Erkeklerde hayalarda oluşan erkek tohum hücreleri, tohum kanalları bağlanıp kesildiği için, cinsel ilişki sırasında boşalan sıvıya (meniye) geçmez ve kadının yumurtasını dölleyemez.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Yaklaşık %100 etkilidir. Gebe bırakma olasılığı yok denecek kadar azdır. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Kalıcıdır, geri dönüşü çok pahalı ve zordur. Koruyuculuğun başlaması hemen olmaz, zaman alır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumaz. 

Kimler İçin Uygundur?

Bu işlemi yaptırmaya bilinçli ve gönüllü olarak karar veren çiftler, kesinlikle bir daha çocuk sahibi olmak istemeyenler, çocuk sahibi olması sakıncalı olanlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

İstediği sayıda çocuğu olmayanlar, kendisi ya da eşi, ileride başka çocuk isteyebilecek olanlar, kararından emin olmayanlar, baskı altında karar vermiş olanlar.

Nasıl Uygulanır?

Geri dönüşü olmayan bir gebeliği önleyici yöntem olduğundan ileride pişmanlık duyulmaması için işlemden önce MUTLAKA DANIŞMANLIK hizmeti alınmalı, bilinçli olarak karar verilmeli ve rıza formu her iki eş tarafından imzalanmalıdır. Vazektomi çok küçük bir ameliyattır. Hayaları örten deri uyuşturularak, ön yüzünde küçük bir delik açılır. Buradan tohum kanalları bulunarak bağlanır ve kesilir. İşlem 10-15 dakika sürer. Deride hiç iz kalmaz. Bu uygulama için hastanede yatmaya gerek yoktur, kişi hemen evine veya işine dönebilir. İşlem yapıldıktan sonraki ilk 20 boşalma süresince (yaklaşık 2 ay) ek bir yöntemle korunulmalıdır. Çünkü tohum kanallarında kalan erkek tohum hücreleri gebeliğe neden olabilir. Yirmi boşalmadan sonra mümkünse vazektomi uygulanan klinikte erkek tohum hücresi sayımı yaptırmak gerekir.

Dikkat!

Vazektomi olanlarda; işlem yerinde şiddetli ağrı, kızarıklık, ateş ve hassasiyet olursa, erkeğin eşinde adet gecikmesi olursa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Acil Kontrasepsiyon

Nedir? Korunmasız ve plansız bir cinsel ilişki yaşanmışsa, gebeliği önleyici yöntem doğru kullanılmamışsa (günlük hapı içmeyi unutmak, enjeksiyonu geciktirmek gibi)...

Doğal Gebeliği Önleyici Yöntemler 

Doğal gebeliği önleyici yöntemler; Adet döngüsünün fertil ve infertil dönemlerinde, doğal belirtileri gözleyerek gebeliğin planlanması ya da gebeliğin önlenmesine yarayan...

Vajinal Halka 

Nedir? Kadınlık hormonlarını (östrojen ve progesteron) içeren adetin 3–4. günü içinde hazneye konularak uygulanan hormonal bir yöntemdir. Etkinlik süresi 21...

Kadında Tüplerin Bağlanması (Tüp Ligasyonu)

Nedir? Kadında yumurtayı taşıyan tüplerin ameliyatla bağlanmasıdır. Uygulandıktan sonra artık gebe kalınmaz. Tüplerin bağlanması, kadının cinsel isteğinde, adet düzeninde, vücut...

Kadın İçin Bariyer Yöntemler (Fitil, Köpük, Tablet ve Diğer Sperm Önleyiciler)

Nedir? Hazneye konularak uygulanan fitil, köpük ve tabletlerdir. Nasıl Korur? Erkek tohum hücrelerini hazne içinde öldürerek gebeliği önlerler. Olumlu Yönleri...

Kadın Kondomu                           

Nedir? Kadınlar tarafından kullanılan 17 cm uzunluğunda, yumuşak ve ince poliüretan maddeden yapılmış, haznenin içini tümüyle kaplayan, iç ve dış...

Diyafram

Nedir? İnce kauçuktan yapılmış, rahmin ağzını örten şapka şeklinde bir araçtır. Nasıl Korur? Erkek tohum hücrelerinin hazneden rahme geçmesini engeller....

Deri Altı Çubuk (İmplant)

Nedir? İmplanon, deri altına yerleştirilen 4 cm uzunluğunda ve 0,2 cm çapında bir çubuktur. 3 yıl süre ile gebelikten korur....

Gebeliği Önleyici İğneler (3 Aylık)

Nedir? Düzenli olarak 3 ayda bir kez iğne şeklinde uygulanır ve kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içerir. Nasıl Korur? Kadının yumurtlamasını...

Gebeliği Önleyici İğneler (1 Aylık İğne)

Nedir? Düzenli olarak ayda bir kez iğne şeklinde uygulanır ve kadınlık hormonlarını (östrojen, progesteron) içerir. Nasıl Korur? Kadının yumurtlamasını engeller....

Rahim İçi Araç (RİA, Alet, Spiral)

Nedir? Rahmin içine yerleştirilen küçük, plastik bir araçtır. Bakır ve hormon içeren tipleri vardır. Nasıl Korur? Kadın yumurta hücresinin erkek...

Gebeliği Önleyici Haplar (Mini Haplar) 

Nedir? Kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içeren haplardır. Her gün düzenli olarak aynı saatte alındığında gebelikten korur. Nasıl Korur? Kadının yumurtalıklarından...

Gebeliği Önleyici Haplar (Kombine Oral Kontraseptifler)

Nedir? Kadınlık hormonlarını (östrojen ve progesteron) içeren haplardır. Her gün düzenli olarak alındığında gebelikten korur. Nasıl Korur? Kadının yumurtalıklarından yumurta...

Nedir?

Erkekler tarafından kullanılan, bir çeşit kauçuktan yapılmış, çok ince ve esnek bir kılıftır.

Nasıl Korur?

Cinsel ilişki sırasında erkekten atılan meni içerisindeki erkek tohum hücrelerinin kadının haznesine dökülmesini engelleyerek gebelikten korur.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %97 etkilidir. Eşleri cinsel yolla bulaşan hastalıklardan (AIDS, frengi, bel soğukluğu gibi) korur. Erkeklerin aile planlamasına katılımını sağlar. Kullanmak için muayeneye gerek olmayıp, reçetesiz olarak eczane ve büyük alışveriş merkezlerinden kolayca satın alınabilir. Sağlığa hiçbir zararı yoktur, her yaştaki erkekler kullanabilirler.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratabilir. Bazı erkeklerde ereksiyonu güçleştirebilir. Her cinsel ilişkide yeni bir kondom kullanılması gerekir. Yeterli miktarda kondom bulundurulması önceden planlanmalıdır. 

Kimler İçin Uygundur?

Korunmak isteyen her yaştaki erkekler, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak isteyenler, başka yöntemleri kullanamayanlar, seyrek cinsel ilişkide bulunanlar, vazektomi sonrası geçici olarak korunması gerekenler

Kimler İçin Uygun Değildir?

Kauçuğa alerjisi olanlar

Nasıl Kullanılır?

Kondom kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır. Kondom, sertleşmiş erkeklik organına, kadının haznesine HİÇ temas etmeden önce takılır. Çünkü boşalmadan önceki salgıda aktif erkek tohum hücresi bulunabilir, kondomun ucunda meninin dolacağı rezervuarın, başparmak ve işaret parmağı arasında sıkıştırılarak havası alınmalıdır.  Kondom bir kere kullanıldıktan sonra atılmalıdır. Kondomu kayganlaştırmak için, herhangi bir yağ, yağlı madde veya vazelin kullanılmamalıdır. Kondom serin ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Sıcak yerde saklanan kondomlar bozulabilir ve kullanım sırasında spermleri sızdırabilir. Kondomun ambalajı kullanılacağı zaman açılmalıdır. Her cinsel ilişkide YENİ bir kondom kullanılmalıdır.

Dikkat!

Kondomu kullandıktan sonra delik olup olmadığı, kontrol edilmelidir. Yırtık veya sızıntı olduğu fark edilirse, acil önlem alınması için en geç 72 saat içinde bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Nedir?

Korunmasız ve plansız bir cinsel ilişki yaşanmışsa, gebeliği önleyici yöntem doğru kullanılmamışsa (günlük hapı içmeyi unutmak, enjeksiyonu geciktirmek gibi) ve kullanılan gebeliği önleyici yöntem başarısızlığı (kondom yırtılması gibi) durumunda istenmeyen gebelikten korunmak için uygulanan bir yöntemdir. Acil kontrasepsiyon gebelik oluştuktan sonra asla etkili değildir; bu durumlarda kullanılmaz ve bu nedenle de düşük yaptırıcı değildir.

Acil Kontrasepsiyon Uygulama Şekilleri;

  1. Hormonal acil kontrasepsiyon (Ertesi gün hapı) korunmasız ilişki sonrası 72 saati (3 günü) geçmeyecek şekilde en kısa sürede
  2. Rahim içi araç (RİA) korunmasız ilişki sonrası ilk 5 gün içerisinde 

Nasıl Korur?

  1. Hormonal acil kontrasepsiyon, döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmesini önler. Yumurtlamadan önce kullanıldığında yumurta oluşumunu engeller. %75-80 etkilidir.
  2. İlişki sonrası RİA uygulaması, döllenmeyi ve döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesini önler. %99 etkilidir.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Güvenlidir, kullanım süresi kısadır, her yaştaki kadınlarda kullanılabilir, ucuzdur. Korunmasız cinsel ilişkiden ya da kontraseptif kullanımı sırasında olabilecek kazalardan sonra, istenmeyen gebeliklerin daha oluşmadan önlenmesi için fırsat yaratır.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Hormonal acil kontrasepsiyon, acil olarak, en geç 3 gün içinde kullanılması gerekir. Tekrar kullanımında gebeliği önleyici etkisi azalır. Kullanımdan sonra yeni bir korunmasız ilişki ya da gebeliği önleyici yöntem kullanım hatası olursa korumaz. Diğer gebeliği önleyici yöntemler kadar etkili değildir, onların yerine kullanılmamalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumaz. Bulantı, kusma gibi yan etkileri vardır. İlişki sonrası RİA uygulamasında ise karın ağrısı, vajinal kanama ve lekelenme olabilir.

Kimler İçin Uygundur?

Korumasız cinsel ilişki yaşayanlar.

Kimler İçin Uygun Değildir?

1-Hormonal acil kontrasepsiyon; gebe olan kadınlar.

2-İlişki sonrası RİA uygulaması; yeni bir eşle korunmasız cinsel ilişkiye giren kadınlar, tecavüze uğramış kadınlar, hiç doğum yapmamış kadınlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk altındaki kadınlar.

Nasıl Kullanılır?

Acil kontrasepsiyon için bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır.

  1. Hormonal acil kontrasepsiyon (Ertesi gün hapı) ilk 72 saat içerisinde uygulanmalıdır. İlk dozu almadan 1 saat önce bulantı ve kusmayı gidermek için bulantı giderici ilaç tok karına alınır, 12 saat sonra doz tekrarlanır. İlk ya da ikinci dozdan sonraki ilk 2 saatte kusma olursa, doz tekrarlanır.
  2. RİA uygulaması, korunmasız ilişki sonrası ilk 5 gün içerisinde uygulanmalıdır. Eğitilmiş sağlık personeli tarafından rahim içine yerleştirilir.

Dikkat!

Acil kontrasepsiyon kullanıldıktan sonraki günlerde korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Etkili bir gebeliği önleyici yönteme mümkün olduğunca çabuk başlanmalıdır. Acil kontrasepsiyon bir acil durum yöntemidir, kesinlikle bir aile planlaması yöntemi değildir.

 Acil Kontrasepsiyonda Uyarı İşaretleri:

Beklenenden daha az miktarda ya da daha kısa süren adet kanaması olması (gebelik olasılığı), 4 hafta içinde adet olmaması (gebelik olasılığı), alt karın ya da kasıklarda şiddetli ağrı olması (dış gebelik olasılığı), Cinsel yolla bulaşan hastalık belirtilerinin gelişmesi (renkli, kokulu vajinal akıntı, ağrılı idrar yapma gibi).

hsgm resim 4Ülkemizde doğurganlık çağındaki ve gebe kadınlarda yaygın bir D vitamini eksikliği sorunu olduğu, bunun süt verme döneminde de sürdüğü, bu durumun hem anne hem de bebekler için riskler yarattığı bilinmektedir.

Bu program sayesinde toplumda D vitamin kullanım bilinci güçlenecek, gebe ve fetus sağlığı korunacak ve yenidoğan dönemi başta olmak üzere bebeklik döneminde D vitamin eksikliğinin önlenmesi programı güçlendirilecektir.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığının 2011/34 sayılı genelgesiyle D vitamini Destek Programı Uygulaması başlamıştır. Bu programda bütün gebelere ilk 3 aydan sonra günde 1200 IU (Günde 9 damla) D vitamininin ağızdan verilmesi ve bu uygulamanın emzirme süresince devam etmesi ve doğum sonrası en az ilk 6 ay sürdürülmesi planlanmıştır. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için gebeliğinizde sizi takip eden sağlık personeliyle lütfen iletişime geçiniz.

Doğal gebeliği önleyici yöntemler; Adet döngüsünün fertil ve infertil dönemlerinde, doğal belirtileri gözleyerek gebeliğin planlanması ya da gebeliğin önlenmesine yarayan yöntemlerdir. Kadın fertilite belirtilerini her gün izleyip, kaydederek fertil ve infertil günlerini belirler. Gebelik istenmiyorsa, fertil günlerde cinsel ilişkiden kaçınılır.

  • Takvim Yöntemi: Bu yöntemin başarılı olması için kadının düzenli bir âdet döngüsünün olması gerekir. Kadının adet düzeni 6 ay izlenir. Her kadında yumurtlama sonrası 14 gün sabittir. Düzenli adet gören kadınlarda yumurtlama genellikle beklenen adet tarihinden önceki 11. ile 17. günler arasında olur. Bu günlerin 3 gün öncesi ve sonrası günlerde cinsel ilişkiden kaçınılır.
  • Servikal Mukus Yöntemi: Kadınlık akıntısının değerlendirilip kaydedilmesine dayanan bir yöntemdir. Haznede ıslaklığın hissedildiği ilk günden başlayarak, kaygan, ince ve bol akıntının bitiminden sonraki 3 güne kadar cinsel ilişkiden kaçınılır.
  • Bazal Vücut Isısı Yöntemi: Yumurtlamadan yaklaşık bir gün sonra artan kadınlık hormonu (progesteron) vücut ısısını 0,2–0,5°C yükseltir ve yaklaşık 11–17 gün yüksek kalır. Adet döngüsünün ilk gününden ısı artışının izlendiği 3. günün akşamına kadar cinsel ilişkiden kaçınılır.
  • Laktasyonel Amenore Metodu; Kadın doğumdan sonra tam emzirme koşullarına uygun olarak bebeğini emzirdiğinde %98 oranında koruma sağlar. 

Tam Emzirme Koşulları

  • Bebeğin 6 aylıktan küçük olması
  • Annenin adet görmemesi
  • Bebeği gece ve gündüz her istediğinde günde en az 10-12 kez emzirmesi
  • Ek gıda verilmemesi
  • Emzirme aralıklarının gündüz 4, gece 6 saatten uzun olmaması 
  • hsgm resim 1Anneye gebelik öncesi ve doğum öncesi bakım verilmesi,
  • Anne ve bebeğe doğum sonrası bakım verilmesi,
  • İstenmeyen ve riskli gebeliklerin önlenmesi,
  • Gebelik, doğum ve doğum sonrası karşılaşılabilecek tehlikeli durumların önlenmesi ve Anne ve bebek ölümlerinin ve karşılaşılabilecek tehlikelerin azaltılmasına yönelik bütüncül bir yaklaşımdır.

"Lohusalık gebelik ve doğum kadar önemli bir süreçtir."